Basın Açıklaması: Olağan Döneme Dönüş Çağrımızdır

15 Temmuz gecesi halka silah doğrultarak halkın tercihi ile seçilmiş iktidarı devirmeyi amaçlayan kanlı darbe girişimi sonrası Türkiye olağanüstü hal rejimine geçmiştir. Olağanüstü hal ilanının ilk günlerinde bizzat Başbakan tarafından devletin kendisine olağanüstü hal ilan ettiği, bu süreçten vatandaşların hiçbir şekilde etkilenmeyeceği açıklanmıştır.

Geldiğimiz noktada ise olağanüstü hal uygulaması 3 ay daha uzatılmış, olağan dönemde dahi uygulayıcıların yaptığı hak ihlalleri bu kişilere verilen geniş yetikler nedeniyle had safhaya ulaşarak, telafisi olmayan mağduriyetler ortaya çıkarmıştır.

Olağanüstü dönemde çıkarılan KHK’lar ile 24 saat olan gözaltı süreleri 30 güne çıkarılmış, bu süreçte kişilerin avukatları ile görüşmeleri de sınırlandırılmıştır. Gözaltındaki kişilerin 5 gün boyunca avukatları ile görüşmelerinin kısıtlanması, avukatları ile görüşmelerinin kayıt altına alınması veya bir görevlinin gözetiminde görüşmelerin gerçekleştirilmesi kişilerin avukat yardımından yararlanma haklarını dolayısıyla savunma haklarını işlevsiz kılan bir uygulama haline gelmiştir.

Savunma hakkının etkin bir şekilde kullanılamadığı/kullandırılmadığı yargısal bir sürecin sonunda maddi gerçeğe ulaşmak mümkün olmayacağı gibi bu süreçler sadece yeni mağduriyetler ve yeni hak ihlalleri meydana getirecektir.

Olağanüstü hâl rejimini adeta fırsat bilip, bu ortamdan yararlanarak sahip olduğu yetkileri kötüye kullanan kimi kamu görevlilerinin uygulamaları apaçık bir zulme dönüşmüştür. Gösteri yapanlara müdahale esnasında kaburga kırıkları oluşmasına varacak şekilde ortaya çıkan polis şiddeti bu uygulamalara sadece bir örnektir.

Ayrıca farklı illerde faaliyet gösteren çok sayıda sivil toplum kuruluşunun İçişleri  Bakanlığı’nın kararıyla faaliyetinin durdurulmasına karar verilmesini Anayasa’da güvence altına alınan ifade özgürlüğü ile örgütlenme hakkının ihlali olarak gördüğümüzü, varsa suç işleyen kişiler yerine, birer tüzel kişilik olan derneklerin bu şekilde cezalandırılmasının kabul edilemeyeceğini, bu yanlıştan bir an önce dönülmesi gerektiğini belirtmek isteriz.

Unutulmamalıdır ki devlet asla öç alma saiki ile hareket edemez. Kişinin fiili ne kadar ağır olursa olsun devletin görevi adaletle muamele etmektir.  Derneğimize ulaşan başvurular ve kamuoyunda edinilen izlenimler Olağanüstü Hal Uygulamaları sebebiyle çeşitli kesimlerden birçok mağduriyetin oluştuğu, yaşın yanında kurunun da fazlasıyla yandığı, eli kanlı darbecilerin yanında darbeyle hiçbir bağı olmayan birçok kimsenin mağdur edildiğini göstermektedir. Bu süreç muhalif unsurların hukuk yoluyla tasfiye edildiği bir sürece dönüştürülmemelidir.

Türkiye’nin çok yakın geçmişinde Balyoz/Ergenekon sürecinde gerçek darbe heveslilerinin yanında birçok masum kişi bu sürece dâhil edilerek davalar adata sulandırılmış ve nihayetinde tüm sanıklar beraat etmişlerdir. Bu sürecin de aynı akıbete uğramaması için devlet görevlilerini titiz davranmaya, lanetlediğimiz darbe girişimini kullanarak tüm muhalif seslere yönelik olası bir baskı ortamının oluşmasına fırsat vermemeye, adalet ve hukuktan ayrılmamaya davet ediyoruz.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi olarak olağanüstü hal uygulamasının bir an önce sonlandırılarak olağan döneme dönülmesi, kişilerin savunma haklarını ortadan kaldıran/işlevsiz hale getiren uygulamaların kaldırılması, adalet ve hukuktan asla taviz verilmemesi çağrımızı yeniliyoruz.

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basın AçıklamalarıTarih 2016-11-17
Okunma Sayısı : 1370
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645542