Aslan'a dava açılmasına red kararı

Aslan'a dava açılmasına red kararı

 

Van İl Emniyet Müdürlüğünce, 'devletin itibarını yıpratmaya yönelik mesnetsiz ifadeler kullandığı' gerekçesiyle MAZLUMDER Van Şube Bakanı Yakup Aslan hakkında yapılan suç duyurusu, Van Cumhuriyet Başsavcılığınca 'Kovuşturmaya yer olmadığına' karar verilerek red edildi. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Aslan, "Halkın bilinçlenmesi için düşüncelerimi makul sınırlar içerisinde açıklamıştım" dedi.

Güncel Haberi - 13 Ocak 2015 Salı - 09:16
 
Resmi büyütmek için üzerini tıklayın...

Haber: Fazıl ERÜŞ

MAZLUMDER Van Şube Başkanı Yakup Aslan'ın bir canlı yayın programında emniyet mensuplarına yönelik, "uyuşturucu bataklığına düşen gençlerin uyuşturucu madde bulabilmek için bedenlerini bazı güvenlik mensuplarına sattıklarına yönelik elimizde bilgiler ve söylentiler var" şeklinde ifadeler kullanmış, bunun üzerine Aslan hakkında Van İl Emniyet Müdürlüğünce, devletin itibarını yıpratmaya yönelik mesnetsiz ifadeler kullandığı gerekçesiyle suç duyurusunda bulunulmuştu. Bunun üzerine Aslan hakkında müsnet suçundan soruşturma başlatılsa da Van Cumhuriyet Başsavcılığı Aslan hakkında "Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına" karar verdi. Konuyla ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Aslan, "Bulunduğum konum gereği halkın bilinçlenmesi için düşüncelerimi makul sınırlar içerisinde açıklamıştım" dedi.

"VİCDAN SAHİBİ HERKESİ RAHATSIZ ETMİŞTİR"
Van Cumhuriyet Başsavcılığı'nın verdiği kararı değerlendiren Aslan şunları söyledi:
"Bilindiği gibi son zamanlarda toplumun yozlaşması süreci içerisinde en etkili argümanlardan biri, uyuşturucu tacirlerin oluşturmaya çalıştıkları geniş pazar içerisinde gencecik bedenlerin ölüme sürüklenmesidir. Ülkenin tamamında uyuşturucu belası adeta geleceğimizi karartıyor ve geleceğimizin garantisi olan gençliği imha ediyor. Tehlike çanlarının sokaklarda rahatlıkla hissedildiği, devletin kendisini halktan korumak için şehri adeta 'biri bizi gözetliyor' evine çevirmekte kullandığı, beton yığınlarıyla koruma altına aldığı mobesa kameralarının gölgesinde, uyuşturucu satışlarının görülür hale gelmesi, vicdan sahibi her insanı rahatsız ettiği gibi bizi de rahatsız etmiştir. Misyonumuz gereği toplumdaki bu yaraya işaret ederken uluslar arası hukuk perspektifinde bu soruna işaret etmiş ve konuyla ilgili herkesimin duyarlılık göstermesini ve görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmesini istemiştik. Medyanın bütün birimlerini kullanarak bu soruna işaret etmiş ve halkın bilinçlenmesi için düşüncelerimi makul sınırlar içerisinde açıklamıştım. Toplumda bilinen gerçeklerin örtbas edilmesine alışık olanlar, sürekli olarak bahaneler üreterek olay üzerindeki hassasiyetin zayıflaması gayreti içerisinde oldular. Van gibi bir şehirde bar ve pavyonların şehrin merkezinde hızla artarak açılması yozlaşmanın bir göstergesi olarak birçok kesimi rahatsız etmektedir. Ahlaki yozlaşma, uyuşturucu, tefecilik, çek-sened mafyası, yolsuzluk büyük fotoğrafın sadece küçük parçalarıdır ve bunların tamamı zulüm sisteminin eğitim, politika ve sosyal zemindeki sonuçlarıdır."

"YANLIŞ YOLU TERCİH ETTİLER"
Kendisinin bu konuda desteklenmesi gerekirken önünün tıkandığını iddia eden Aslan, şu ifadeleri kullandı:
"Bu nasıl önlenir? Sivil Toplum Örgütleri sorumlulukları gereği gündem oluştururlar, duyarlılık meydana getirmeye çalışırlar ve toplum ile konuyla ilgili görevlilerin sorumluluklarını yerine getirmelerine katkıda bulunmuş olurlar. Bu alanda toplumdan aldığımız desteğin bir benzerini, bu şehri yönettikleri iddiasında olanlardan da almamız gerekirken bizi yargı yoluyla engelleme ve baskı yapma yolunu tercih ettiler. Bunu daha önce de defalarca söylediğim gibi, insanın kendisini toplumdan ve toplumu kendisinden görememe sendromundan kaynaklanıyor. Dışarıdan ithal edilen bürokratik kesimin psikolojisinin handikabıdır bu. İran bunu yıllarca önce aşmıştır. Her şehir kendi belediye başkanını seçtiği gibi, valisini de seçiyor ve orada görev yapan bürokrasi de yine o şehrin insanlarıdır. Hatta güvenlik güçlerinde de durum böyledir. Bir asker bile kendi şehrinde askerliğini yapıyor."

"BİR KISMI MEDYAYA YANSIDI"
"Türkiye'nin diğer şehirlerinde olduğu gibi Van'da da uyuşturucu belası toplumun bünyesini kemirmeye devam ediyor" diyen Aslan, şunlara dikkat çekti:
"Uyuşturucu baronlarına yönelik ciddi bir çalışma gözlenmediği gibi, sesimiz çıktığı zaman torbacılara yönelik göstermelik bazı çıkışların yapılması samimiyetle bağdaşmaz. Bataklıkla ilgilenmek gerekiyorken, sivrisineklerle veya bataklık gerçeğine işaret edenlerle uğraşmak sağlıklı bir aklın işi değil. Okulların çevresindeki parklar, çalılıklar, harabeler sürekli uyuşturucu kullananların mekânları haline gelmiş olduğunu çaresiz kalan bazı yetkililerin bizi araması üzerine öğreniyorum. Ülkenin tamamında aynı sorun toplumu çaresizliğin girdabına sürüklemiş halde kimi zaman feryat ediyor ve fotoğrafın sadece kendisini ilgilendiren kısmına bakıp bunun bir "devlet politikası olduğu" algısına kapılabiliyor. Bunu değiştirmek, buna sebep olanların görevidir. Bunun dışında bazı güvenlik elemanlarının, gencecik çocukları uyuşturucuya alıştırıp cinsel tacizde bulunduğuna dair onlarca dava görüldü ve bunların bir kısmı da medyaya yansıdı. Bunun dışında da birçok suçtan dolayı yargılanan ve kimi zaman koruma refleksiyle aklanan güvenlik güçleri yok mu? 30 yıl süren savaşta bu topraklarda, silahın arkasına sığınan kaç kişinin hangi suçlarla yargılandıklarını hiç olmazsa medyaya yansıyan bazı haberlerden anlamak mümkündür. "

"HİÇBİR KURUM BU BELADAN KENDİSİNİ MUAF TUTAMAZ"
Aslan son olarak şunları kaydetti:
"Ben de bir yayın kuruluşunun haberine dayanarak bazı söylemlerde bulunmuştum. Ancak, benim kastım bu değildi. Kendisini yargının üzerinde gören bazı güvenlik elemanları derken herhangi bir kurumu kast etmedim ve daha önce de belirttiğim gibi hangi kelimenin saygı ve hangi kelimemin de saygı içermediğini de bilecek yaştayım. Evet, Van'da uyuşturucu belası gençlerimizi tehdit ediyor. Hiçbir yer ve hiçbir kurum bu beladan kendisini muaf tutamaz, onların da çocukları var ve her sokak onlar için tehlike içeriyor. Ismarlama yargı, yargı değildir. Direktif üzerine ifade özgürlüğüne yapılan her baskı başka bir zulmün kapısını aralar. Kendisini halkından korumak için bütün güvenlik yöntemlerini kendisi için meşru gören bir zihniyet, halkın can, mal ve düşünce özgürlüğü için de aynı hassasiyeti göstermediği müddetçe adil olamaz. Kendini halkından korumak için zırhlı araçların içine, betonların sarmaladığı mobese kameraların ruhuna gizleyenler, hiçbir zaman vicdan huzuru bulamazlar ve halkı kendilerinden görmedikleri için de onları koruma refleksi göstermezler. Asıl sorunumuz buradan kaynaklanıyor. Bu vesileyle bir kez daha tekrarlıyorum, herkes görevini yapsın. Kimse işgüzarlık yapıp, başkalarına misyon biçmesin. Bu halkın rızasını kazanmak, hakkın rızasını kazanmak anlamındadır."

http://www.prestijgazetesi.com/haber-14047-aslana_dava_acilmasina_red_karari.html

 

 

 

 

3 polis 3 çocuğa defalarca tecavüz etti, uyuşturucu verdi

 

Bir çok dava, mecliste önerge verilmesi ve en son Diyarbakır'da yaşanan cinnet derecesinde bir olay. 6 yaşında olan M.E, 7 yaşında olan G.S.E. ve 10 yaşında olan Z.H.E. isimlerindeki 3 kardeş, aylarca 3 polis memurunun cinsel istismarına uğradığı iddia edildi. Skandal iddia sonrası sosyal medyada büyük infial yaşandı.

 

http://www.cumhuriyet.com.tr/haber/turkiye/92287/3_polis_3_cocuga_defalarca_tecavuz_etti__uyusturucu_verdi.html#

 

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Basında MazlumderTarih 2015-01-13
Okunma Sayısı : 1416
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643160