Suriye'ye Adalet İçin Meşalelerle Yürüyüş Yapıldı

MAZLUMDER İstanbul Şubesi’nin organizasyonuyla bir araya gelen gençlik örgütleri Suriye’ye adalet için meşalelerle bir yürüyüş gerçekleştirdiler. 

Anadolu Öğrenci Birliği, Genç Öncüler, Suriye Devrimi, Suriye Gençlik Birliği, Minval, Umut Gençliği, Yedi Hilal ve Özgür Açılım gruplarının destek verdiği eylem Yıldız Hamidiye Camii avlusunda yapılan iftar ile başladı. İftarın ardından yaklaşık 300 genç meşalelerle Barbaros Bulvarı boyunca Beşiktaş’a kadar yürüdü. Gençler yürüyüş boyunca “Suriye halkı yalnız değildir”, “Uyan, diren, özgürleş”, “Zulme karşı omuz omuza”, “Katil Esed hesap verecek” sloganları atarak “Adalet, her zaman, her yerde” ve “Yüzlerce şehit, binlerce yaralı, on binlerce gözaltı, bu mu Esad’ın reformu?” yazılı pankartlarla yürüdüler. 
 
Yürüyüşün sonunda MAZLUMDER Dış İlişkiler Koordinatörü Abdurrahman Babacan bir açıklama yaptı. Babacan konuşmasında “Bu akşam, zulüm gören Suriyeli kardeşlerimizi yalnız bırakmayacağımızı haykırmak için burada toplandık. Baas zulmü altındaki Suriye’de özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkan halka karşı on yedi aydır acımasız bir vahşet icra ediliyor. Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Genç erkeklerin boğazları kesiliyor, kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülüyor. Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar on binlerce insanın can verdiği Suriye’de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 320 bin insan işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda. Şüphesiz, kardeşlerimizin bu şekilde acımasızca katledilmesi, çocuklarımızın hunharca boğazlanması, ırzlarımızın kirletilmesi karşısında harekete geçmesi gereken bizleriz! Bizler ‘Allah’ım senden başka kimsemiz yok’ diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baas diktatörlüğünün olmayan insafına, ne emperyalist güçlerin keyfine, ne de kimi siyasi kaygıların çıkarcılığına terk edemeyiz!” dedi.
 
Suriye halkının Baas rejiminin ve işbirlikçilerinin işlediği insanlık suçuna karşı tüm insanlığa, özgürlük ve adalet için mücadelenin ve mümin vakarıyla direnişin somut bir örnekliğini sunduğunu belirten Babacan, Suriye halkının ağır bedeller ödemelerine rağmen zafere ulaşacaklarına inandıklarını ifade etti.
 
Eylem, Abdurrahman Babacan’ın yaptığı dua ile son buldu.
 
Adalet için meşaleli yürüşlerin ikincisi 9 Ağustos Perşembe Uludere için Fatih Camii avlusundan yapılacak.
 
MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu
 
 
BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:
 
Cenab-ı Rabbul Alemin, Nisa Suresi’nde buyuruyor ki:
 
Size ne oluyor da, Allah yolunda ve “Ey Rabbimiz! Rahmetinle katından bizim için bir koruyucu, bir destek ve bir yardımcı gönder!” diye yalvaran çaresiz erkekler, kadınlar ve çocuklar uğrunda savaşa çıkmıyorsunuz? 
 
İşte bir Ramazan akşamı burada toplanmamız, “Buradayız Ya Rabbi; kardeşlerimizle beraberiz; onları yalnız bırakmayacağız. Emanetlerini emanetimiz bilecek, yüklendiğimiz sorumluluktan kaçmayacağız” demek için…
 
Baas zulmü altındaki Suriye’de özgürlük ve adalet talebiyle ayağa kalkan halka karşı on yedi aydır acımasız bir vahşet icra ediliyor. Şehirler tanklarla, füzelerle, ağır silahlarla bombalanırken, savunmasız siviller vahşice katlediliyor. Genç erkeklerin boğazları kesiliyor, kadınlar tecavüz edildikten sonra öldürülüyor.
 
Rejim güçlerince gerçekleştirilen saldırılar neticesinde bugüne kadar on binlerce insanın can verdiği Suriye’de kitlesel tutuklamalar ve kayıplara ek olarak 320 bin insan işkence ve ölüm korkusuyla ülkelerini terk etmiş durumda. Bu sayı on yedi ayın geneline bakıldığında milyonla ifade ediliyor. Ürdün, Lübnan ve Türkiye sınırına kaçabilen bu sığınmacılar buralarda türlü zorluklarla hayatlarını sürdürmeye çabalıyorlar.
 
Suriye’de yaşanan insanlık dramını tüm dünya boş gözlerle seyrederken, Esed rejimi her geçen gün katliamın boyutunu artırıyor.
 
Açıktır ki, Suriye halkının yaşadığı acılar emperyalist güçlerin umurunda olmadığı gibi, bölge ülkelerinin öncelikleri arasında da yer almıyor. Bu yüzden savunmasız ve çaresiz bir halkın vahşi bir diktatörlük rejimince kıyıma uğratılması boş gözlerle seyrediliyor, bu sistematik zalimlik ve vahşet anlamsız toplantılar ve bu toplantılarda alınan içi boş kararlarla geçiştiriliyor.
 
Şüphesiz, kardeşlerimizin bu şekilde acımasızca katledilmesi, çocuklarımızın hunharca boğazlanması, ırzlarımızın kirletilmesi karşısında harekete geçmesi gereken bizleriz! Bizler “Allah’ım senden başka kimsemiz yok” diye haykıran Suriyeli kardeşlerimizi ne Baas diktatörlüğünün olmayan insafına, ne emperyalist güçlerin keyfine, ne de kimi siyasi kaygıların çıkarcılığına terk edemeyiz! Biz Müslümanlar “Rabbimiz, bu zalim güruha karşı bize katından bir yardımcı gönder” diye yalvaran mazlum kardeşlerimize sahip çıkmak için elimizden geleni ortaya koymakla mükellefiz…
 
Tam bir buçuk yıldır acımasız bir cinayet şebekesinin vahşiliklerine ve uluslararası kuruluşların ve güçlerin umursamazlığına Suriye halkı izzetle direniyor. Baas rejiminin ve işbirlikçilerinin işlediği insanlık suçuna karşı tüm insanlığa özgürlük ve adalet için mücadelenin ve mümin vakarıyla direnişin somut bir örnekliğini sunuyor. 
 
Buradan bir kere daha kardeşlerimizin bu güzel örnekliğiyle onur duyduğumuzu haykırıyor, ödedikleri bu ağır bedellere rağmen zaferin Allah’ın izniyle Suriye halkının olacağına inancımızı tekrar ediyoruz. Şehitlerimize, yaralılarımıza ve zulme uğramış kardeşlerimize buradan en kalbi selamlarımızı ve dualarımızı gönderiyoruz. Ve Şuara 227’yi hep beraber, bir daha, imanla ve ihlasla haykırıyoruz: “O zulmetmekte olanlar, nasıl bir inkılaba uğrayıp devrileceklerini pek yakında bileceklerdir.” Amenna vesaddakna.. İnanacağız, iman edeceğiz, şüphe duymayacağız, emaneti yüklenmekten kaçınmayacağız, kendimiz için istediğimizi mümin kardeşlerimiz için de isteyeceğiz, ve yola koyulacak, ve yolda öleceğiz… Unutmayın: Allah bizimle… Ve o varsa korku, gevşeme, ümitsizlik yok… İbrahim Suresi 42. Ayet-i Kerime’de Yüce Allah bu farkındalığa dikkat çekiyor: “Sakın Allah’ı zulmedenlerin yapmakta olduklarından habersiz sanma; Onları yalnızca gözlerin dehşetle belireceği bir güne ertelemektedir.”
 
Ya Rabbi… Günahlarımızı ve işlerimizdeki taşkınlığımızı bağışla, ayaklarımızı sabit kıl, kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et.
 
Ey Rabbimiz, üstümüze sabır yağdır ve bizi Müslümanlar olarak öldür.
 
Ey Rabbimiz, bizi o zalimler topluluğuna bir fitne (konusu) yapma. Ve bizi rahmetinle o kâfirler topluluğundan kurtar. 
 
Rabbimiz, Bize katından bir rahmet ver ve şu durumumuzdan kurtulacak yolu bize lütfet.
 
Ya Rabbi, bizi ve bizden önce iman etmiş olan kardeşlerimizi bağışla ve kalplerimizde iman edenlere karşı bir kin bırakma. Rabbimiz, gerçekten sen çok şefkatlisin, çok esirgeyicisin. Sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş sanadır. 
 
Ey Rabbimiz! Muhakkak sen, kimi ateşe sokarsan onu cezalandırırsın. Zalimler için yardımcı yoktur.
 
Ey zayıf bırakılmışların Rabbi! 
 
Sen yeryüzünün zavallılarını, mahkum ve zayıf yığınlarını ve hayattan yoksun bırakılanları insanların önderliğine eriştireceğini ve onları dünyaya varis kılacağını irade etmişsin. İşte şimdi zamanı gelmiştir. Senin vaadini beklemekteyiz. 
 
Ey güçlü Rabbim!
 
Senin ayetlerine küfredenler, senin peygamberlerini yalanlayıp haksız yere öldürenler ve adalet, eşitlik istemek için ayaklanan kullarını öldürenler hâlâ yeryüzünde egemendirler. Müjdelediğin azabı onlara ulaştır!
 
“Burçlara sahip gökyüzüne, geleceği bildirilmiş olan güne, (O günde) tanıklık edene ve edilene andolsun ki, kahroldu o hendeğin sahipleri, o çıralı ateşin, onlar (yakanlar) da başlarına oturmuşlar, müminlere yapmakta oldukları işkenceyi seyrediyorlardı. Onlardan, sırf, aziz ve hamid olan Allah'a iman ettikleri için intikam aldılar. O Allah ki, göklerin ve yerin mülkü kendisine aittir ve Allah her şeye şahittir. Şüphesiz inanmış erkeklerle inanmış kadınlara işkence edip sonra tevbe de etmeyenlere cehennem azabı ve (orada) yanma cezası vardır” buyurdun. Modern zaman hendeklerinde Rabbimiz Allah’tır diyenlerin diri diri yakılışını çok uluslu güvenlik konseylerinde ve uluslararası siyaset hesaplarında seyredenlerin, buna destek verenlerin, göz yumanların, alkışlayanların hesabını Sana havale ediyoruz. Davacıyız Allah’ım… Amerika’nın, Rusya’nın, Çin’in, Birleşmiş Milletler’in, Batı dünyasının ikiyüzlülüğünün insafına bizleri terk eyleme Rabbim… Diğer mümin kardeşlerimize, İslam dünyasına da feraset, basiret, adalet, merhamet, vicdan ihsan eyle… 
 
Ey Rabbimiz, indirmiş olduğun mesaja inandık, Peygambere uyduk; bizleri bu mesajın canlı şahitleri arasına yaz… 
 
Ve Hz. Musa (a.s.)’ın ne yapacağını şaşırmış bir halde, korku içerisinde yaptığı o muazzam duasıyla bitirelim;
 
“Rabbim, doğrusu bana indireceğin her hayra muhtacım.”
 
Amin, Amin, Amin… Velhamdulillahi Rabbil Alemin, el Fatiha!
 
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı EylemlerTarih 2012-08-03
Okunma Sayısı : 1482
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643280