Bingöl Cezaevi Raporu

 

Bingöl Cezaevi Raporu


Bingöl Cezaevi'nde bulunan ve yakınları tarafından, 28 Aralık 1998 tarihinde cezaevinde başlayan direniş sırasında ve sonrasında MAZLUMDER'e çok sayıda başvuru yapılarak, cezaevinde insanlık dışı uygulamaların yaşandığı, koğuşların elektrik ve sularının kesildiği, tutuklulara içme suyu, ekmek ve yemek verilmediği belirtilmiş ve bunun üzerine o günlerde birtakım girişimlerde bulunulmuştu. Geçen zaman içerisinde şikayetler bitmemiş, tutuklu ve yakınları tarafından derneğimize yapılan başvurulurda, sorunların artarak devam ettiği, tutukluların 3 aydır duruşmalara, hastaneye ve ziyaretlere çıkmadıklarının bildirilmesi ve basında da Bingöl Cezaevi ile ilgili haberlerin yer alması üzerine, derneğimizce görevlendirilen MAZLUMDER Şanlıurfa Şube Başkanı Av. Şehmus Ülek, tutuklu vekillerinden Av. İshak Sağlam'la birlikte, olayları yerinde incelemek, görüşmelerde bulunmak ve bir rapor hazırlamak amacıyla Bingöl'e gitmiş ve hem tutuklularla, hem de cezaevi yönetimi ile görüşmüştür. Giden heyet, gözlem ve tesbitlerini, tutukluların şikayetlerini, taleplerini, cezaevinin yönetiminin görüşlerini ve vardıkları sonuçlar ile soruların çözümü için bazı önerilerini içeren bir rapor hazırlamıştır. Hazırlanan Bingöl Cezaevi Raporu, bugün Adalet Bakanlığı başta olmak üzere konuyla ilgili tüm yetkililere gönderilmiş ve aylardır süren bu sorunların çözümlenmesi istenmiştir.

Görüşülen tutukluların anlatımlarına göre cezaevine 28 Aralık 1998 tarihinde Cumhuriyet Başsavcısı ve diğer savcılar kontrolünde 300 kadar asker ve 250 kişilik cezaevi personeli ile birlikte, arama gerekçesiyle baskın düzenlenmiş, tutuklular tek tek isim okunarak askerler tarafından apar topar kol ve bacaklarından tutulup hücre denilen odalara konulmuşlar ve hücre tipi uygulamasına geçilmesiyle birlikte tutukluların yıllardan beri kullandıkları haklarında ciddi kısıtlamalar yapılmıştır. Bu arada yeni uygulamanın kabul ettirilmesi amacıyla bazı tutuklular teker teker alınarak 40 kişilik cezaevi personeli tarafından koridorda dövülerek tecrite konulmuştur. Bunun üzerine diğer tutuklular direnişe geçmiş ve direniş boyunca tutuklulara yemek verilmemiş, Aralık Ocak aylarında kaloriferleri yakılmamıştır. Önce, kapılara elektrik verildiği gerekçesiyle elektrikler, son beş günde ise sular da kesilmiştir. 12 Ocak 1999 günü asker tarafından müdahale edilmiş, kapılar kesilmek suretiyle, gaz bombaları ile direniş bastırılmış, daha sonra tutuklular A Takımı olarak isimlendirilen bir grup cezaevi personeli tarafından tek tek dayaktan geçirilerek tek kişilik hücrelere 6'şar kişi konulmuştur. Müdahale sırasında ikisi ağır, 22 kişi yaralanmış, kafasından darbe yiyerek Elazığ Tıp Fakültesi Araştırma Hastanesi'ne kaldırılan Burhanettin Cabba 6 aydır tedavi görmektedir. kolunda gaz bombası patlayan bir tutuklunun kolu yanmıştır. Tutuklular altı gün hücrelerde kaldıktan sonra odalara alınmışlardır.

7 Nisan 1999 tarihinden bu yana, duruşmalara ve hastaneye götürülme sonrası döndüklerinde sadece iç çamaşırı kalacak şekilde soyunmaya zorlandıkları için tutuklular, mahkemelere ve hastaneye gitmemektedirler. Ziyaretler yarım saatle sınırlandırıldığı ve ziyaret sırasında kendileri ve ziyaretçileri taciz edildiği için tutuklular, ziyaretçileri ile görüşmemektedirler. Revirde hastalara ilaçları, günlük doz kadar ambalajından çıkarılarak kağıda sarılıp verildiğinden, hastalar revire de çıkmamaktadırlar.

Tutukluların Şikayetleri

Tutuklular ağırlıklı olarak hücre uygulamasından, A Takımının estirdiği terörden, dilekçeli başvurularının karşılıksız kalmasından, kaba dayak ve işkenceden, haberleşmenin kısıtlanmasından, sağlık sorunları olan arkadaşlarının muayene ve tedavilerinin insani koşullarda ve düzenli olarak yapılmamasından, koğuşlar arası görüşmenin yasaklanmasından, tutukluların eşyalarına el konulmasından, ziyaretçi ile görüşme sırasında yapılan tacizlerden ve elverişsiz yaşam koşullarından şikayetçi olmuşlardır.

Tutukluların Talepleri

Tutuklular, ziyaretçi görüşünün, eskiden olduğu gibi haftada bir tam gün olması, halen cezaevinde bulunan 100'e yakın tutuklunun en az 2 temsilcisinin muhatap alınması, toplu ibadet özgürlüğünün sağlanması; tutuklulara, birlikte kalacakları kişileri tercih imkanının tanınması; kitap, ütü, daktilo, teyp, kaset, halıflex, masa, v.b. eşyaların koğuşlara alınmasına izin verilmesi, havalandırmaya çıkışların, mevsim şartları dikkate alınarak ve güneşin doğuş ve batışı esas alınarak belirlenmesi, sportif faaliyet imkanı tanınması, insan onuru ile bağdaşır insanı muamele yapılması (duruşma ve hastaneye gidiş gelişlerde elbiseler çıkarttırılmaması gibi), haberleşmeye getirilen ve yasal olmayan kısıtlamaların kaldırılması, şikayet hakkına saygı gösterilmesi ve berber ihtiyaçlarının karşılanması gibi taleplerde bulunmuşlardır. Özet olarak tutuklular, hücre sistemine geçiş ile ellerinden alınan hakların iadesini veya bu hakların kullanıldığı başka cezaevlerine sevklerinin yapılmasını istemektedirler.

Cezaevi Yönetiminin Görüşleri

Cezaevi I. Müdürü ise idarenin yasal olmayan hiçbir uygulamasının olmadığını; cezaevinde bakanlığın talimatları doğrultusunda oda sistemi uygulamasına geçtiklerini; tutukluların buna uyum göstermek istemediğini; dışarıya yansıyan haberlerin doğru olmadığını, günlük olarak tutuklu başına verilen 400.000 TL. gibi cüz'i bir ödenekle en iyi hizmeti vermeye çalıştıklarını; dışarıdan gelirken ayakkabı ve elbiseleri çıkartma uygulamasının cezaevine suç unsuru olan maddelerin girişini önlemek için yaptıkları aramanın gereği olduğunu ifade etmiştir. Heyetin, cezaevinin berber salonu, mutfak ve dışarıdan yeni gelen tutuklunun ilk kalacağı koğuşu görmesini ve tutuklulara verilen haftalık yemek listesini incelemesini sağlamıştır. Bu arada tutukluların anlatımlarının aksine banyo için sıcak suyun 2 saat değil 2 gün verildiğini; battaniyelerin yere serildikleri için tutuklulardan alındığını belirtmiştir. Geçmişte cebinden harcama yaparak tutukluların duruşmalara gitmelerini sağladığını örneklerle anlatan Cezaevi I. Müdürü, dilekçelerin işleme konulmadığı iddiasına da, karşılanması imkansız talepler olduğu için bazı dilekçeleri göndermediklerini cevabını vermiştir.

İnceleme Heyeti, başsavcı ile makamında olmadığından, cezaevi mümessil savcısı ile de cezaevine gitmek amacıyla çıkmak üzere olduğu için görüşememiştir.

Sonuç ve Öneriler

İncleme Heyeti, aşağıdaki sonuçlara ulaşmıştır:

Sorunların ortaya çıkışında ve çözümlenemeyişinde rol oynayan asli unsurun, ülkede yaşanan süreç olduğu kanaati oluşmuştur. 28 Şubat süreci ile birlikte irticanın birinci öncelikli tehdit olarak benimsenmesi, bu suçlamaya muhatap olan tutuklulara yönelik uygulamalara da yansımış; yıllarca aynı tutukluları barındırdığı halde sorunsuz olan Bingöl Cezaevi, ülkenin sorunlu cezaevleri arasına girmiştir.

İnsanlarımızın sosyal yaşamı ve kültürel yapıları incelendiğinde hücre uygulamasının bünyemize uymadığı; bu uygulamanın bile insanı yaşamdan koparak başlı başına bir cezalandırma yöntemi olduğu ve bireyin ruh sağlığında ciddi tahribata yol açacağı açıktır. Genellikle yargılamaları Diyarbakır'da devam eden tutukluların Diyarbakır'a yakın bir cezaevine nakledilmeleri, sorunları büyük ölçüde ortadan kaldıracaktır. Cezaevinde yasal olmayan özel örgütlenmeler varsa, bunlar mutlaka dağıtılmalı; cezaevi idaresinde hukuka uygun bir işleyiş egemen olmalıdır. İstisnasız görüşülen tüm tutukluların dayaktan şikayet etmeleri; suç ve suçlulara karşı uygulanacak yasal prosedürün yerini kaba dayağın aldığı yönünde korkunç bir kanaatin oluşmasına sebep olmuştur.

Aramalar sırasında iç çamaşıra varana dek soyma, revire götürülen hastanın doktorla raha görüşmesinin engellenmesi, iğne yaparken başından ayrılmama, tutuklu ile ziyaretçisinin rahat görüşmesinin engellenmesi v.b. uygulamalar, güvenlik önlemi değil, belki işkence olarak nitelendirilebilecek, tutuklunun onurunu ve kişiliğini ayaklar altına alan uygulamalardır.

Aynı dosyadan yargılanan tutuklular açısından savunma hakkını kısıtlayan, kardeşlerin bile aynı koğuşta kalmalarına izin vermeyen uygulamalara son verilmeli; haberleşmenin önündeki engeller kaldırılmalıdır. Sağlıklı yaşamak tutukluların da hakkıdır. İlaçların sağlık şartlarına uygun kullanımı sağlanmalı, perhizli hastalara uygun yemekler verilmelidir. Havalandırmada kalış süresi, sportif faaliyetler, toplu ibadet, kitap, ütü, daktilo v.b. ihtiyaçların karşılanması gibi talepler, kabul edilebilir talepler olup bunlara imkanlar ölçüsünde çözüm bulunmalıdır.

Sonuç olarak tutukluların 07 Nisan 1999 tarihinden beri duruşmalara gitmeme, ziyaretçi ile görüşmeye çıkmama, revire ve hastaneye çıkmama eylemlerine gerekçe olarak ortaya koydukları taleplerin büyük çoğunluğunun yasal ve insani talepler olduğu, bunların karşılanması gerektiği kanaatine varılmıştır.
MAZLUMDER
İNSAN HAKLARI İHLALLERİNİ
İZLEME KOMİSYONU

YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 1999-01-01
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4644934