İMAM HATİP LİSELERİ GÖZLEM RAPORU

 


MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ




2000-2001 EĞİTİM-ÖĞRETİM DÖNEMİ
İMAM HATİP LİSELERİ GÖZLEM RAPORU
27.09.2000





I- BÖLÜM
EĞİTİM HAKKI İLE İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ

II- BÖLÜM
İMAM HATİP LİSELERİ GÖZLEM SONUÇLARI VE DEĞERLENDİRME



Hazırlayan
Av. Gülden SÖNMEZ
Mazlumder İstanbul Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi

Gözlem Heyeti
Ahmet Mercan
Mustafa Hacımustafaoğulları
Av. Gönül Küçük
Av.Ömer Dayı
Av. Aydın Durmuş













GİRİŞ


11.09.2000 tarihi itibariyle başlayan Eğitim – Öğretim dönemi yine hak ihlalleri ihbarları ile gündemimizi doldurdu. Derneğimize 11.09.2000 tarihinden sonra gelen çok sayıda başvuru ile Güngören Anadolu İmam Hatip Lisesi , Bakırköy İmam Hatip Lisesi , Küçükköy Kazım Karabekir İmam Hatip Lisesi ve Beykoz İmam Hatip Lisesi’nde eğitim hakkı ihlalleri olduğu dile getirilmiştir. Söz konusu başvurularda bu okullarda öğrencilerin başörtülü oldukları gerekçesi ile okula alınmadıkları , yapılan bu engellemenin polis vasıtasıyla gerçekleştirildiği, haksız gözaltılar , ikna odası uygulaması , hürriyeti kısıtlama şeklinde uygulamalar gibi bir çok sorun belirtilerek gerek öğrenci gerekse veliler tarafından derneğimizden yardım talep edilmiştir.

Söz konusu başvurular üzerine oluşturmuş olduğumuz heyet ile birlikte durum tespiti yapmak üzere harekete geçtik. Bu rapor bu çalışmalarımızda elde ettiğimiz bilgilerden yararlanarak hazırlanmıştır. Raporumuz basın da birçok yönü ile yer alan İmam Hatiplerdeki bu problemlerin daha net bir şekilde anlaşılması , tarihimize bir not olarak kaydolması ve kamuoyunu bilgilendirmeyi amaçlamaktadır. Dileğimiz tüm kişi ve kurumlarımızın hukuka uygunluk konusunda gereken hassasiyeti göstermesi ve kişilerin hak ve özgürlüklerinin hiçbir ayrım gözetmeksizin sağlanmasıdır.

Raporumuz iki ana bölümden oluşmaktadır. I. Bölüm ‘de eğitim hakları ile ilgili bazı ulusal ve uluslar arası mevzuat hükümleri sunulmuştur II. Bölüm’de ise yapmış olduğumuz gözlemler neticesinde ortaya çıkan tespitler ve değerlendirme yapılmıştır.
























I – B Ö L Ü M



EĞİTİM HAKKI İLE İLGİLİ MEVZUAT HÜKÜMLERİ


1-1982 Anayasası

42. Madde i 1.fıkra “Kimse eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz.”

42. Madde 2.fıkra “Öğrenim hakkının kapsamı kanunla tesbit edilir ve düzenlenir.”

42. Madde 8.fıkra “Eğitim ve öğretim kurumlarında sadece eğitim, öğretim, araştırma ve inceleme ile ilgili faaliyetler yürütülür. Bu faaliyetler her ne suretle olursa olsun engellenemez.”

137. Madde 1.fıkra “Kamu hizmetlerinde herhangi bir sıfat ve suretle çalışmakta olan kimse üstünden aldığı emri yönetmelik, tüzük, kanun veya anayasa hükümlerine aykırı görürse yerine getiremez ve bu aykırılığı o emri verene bildirir. Ancak üstü emrinde ısrar eder ve bu emrini yazıl ile yenilerse emir yerine getirilir; bu halde, emri yerine getiren sorumlu olmaz.”
137. Madde 2.fıkra “Konusu suç teşkil eden emir hiçbir suretle yerine getirilemez; yerine getiren kimse sorumluluktan kurtulamaz.”


2-Türk Ceza Kanunu

T.C.K. madde 188/6 “Bir kimse gayrimeşru olarak her türlü eğitim ve öğretim kurumlarına veya öğrencilerin toplu olarak oturdukları yurt veya benzeri yerlere veya bunların eklentilerine girilmesine veya orada kalınmasına kişiler veya eşya üzerinde zor kullanarak veya başkalarını tehdit ederek engel olursa yukarıdaki fıkrada gösterilen ceza ile cezalandırılır. (2 yıldan 4 yıla kadar hapis)”

188/7 “Yukarıdaki fıkrada gösterilen hal dışında eğitim ve öğretim çalışmalarının kesilmesine veya ara verilmesine haksız eylem ve davranışlarıyla neden olanlara altı aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir.”

T.C.K. madde 251 “(Memurun Vazife Sırasında İşlediği Cürümden Dolayı Cezasının Artırılması):

Bir memur vazife esnasında bir kimse aleyhine bir cürüm işlerse kanunda yazılı olmayan hallerde o cürme kanunen terettüp eden ceza üçte birden yarısına kadar arttırılır.”

TCK Madde 185/5: “Bir kimse gayri meşru olarak kamu hizmetlerinin görülmesine ayrılan yapılarına girilmesine ... zor kullanarak engel olursa 2 yıldan 4 yıla kadar hapisle cezalandırılır.”

TCK Madde 228: “Devlet memurlarından her kim kanun ve nizamın tayin ettiği ahvalden başka suretle keyfi bir muamele yapar veya yapılmasını emreder veya ettirirse 6 aydan 3 seneye kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Memuriyetinin icrasında lüzumsuz yere sert muamelelerde bulunanlar aynı ceza ile cezalandırılır.”

TCK Madde 240: “Görevini kötüye kullanan memur ... 1 yıldan 3 yıla kadar hapis olunur.”


3-Uluslararası Sözleşmeler

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi Ek 1 Protokol

Madde 2:
“Hiç kimse eğitim hakkından yoksun bırakılamaz. Devlet, eğitim ve öğretim alanında yükleneceği görevlerin yerine getirilmesinde, ana babanın bu eğitimin kendi dini ve felsefi inançlarına göre yapılmasını sağlama haklarına saygı gösterir.”

İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi

Madde 26/1
“Herkesin eğitim hakkı vardır.”

Madde 26/3
“Ana ve baba çocuklarına verilecek eğitim türünü öncelikle seçme hakkına sahiptir.”

Birleşmiş Milletler Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme

Madde 18/4
“Bu sözleşmeye taraf devletler, anne-babalar ile, mümkünse vasilerin kendi inançlarına uygun biçimde çocuklarına din ve ahlak eğitimi verilmesini isteme özgürlüğüne saygı göstermeyi taahhüt ederler.”

Birleşmiş Milletler Ekonomik , Sosyal ve Kültürel Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme

Madde 13- 1
“Bu sözleşmeye taraf devletler, herkese eğitim hakkı tanır. Sözleşmeci Devletler, eğitimin insan kişiliğinin ve onurunun tam olarak gelişmesine ve insan haklarına ve temel özgürlüklere saygıyı güçlendirmesine yönelik olarak verilmesi konusunda birleşirler. Devletler ayrıca herkesin özgürlükçü topluma etkili bir biçimde katılmasını sağlayacak, bütün uluslar ile bütün ırksal, etnik ve dinsel gruplar arasında anlayış, hoşgörü ve dostluğu geliştirecek ve Birleşmiş Milletler’in barışın korunması için yaptığı faaliyetlerini ilerletecek bir eğitim verilmesi konusunda anlaşırlar.”

Madde 13-2
“Bu sözleşmeye taraf devletler, eğitim hakkının tam olarak gerçekleşmesini sağlamak amacıyla, şu yükümlülükleri yerine getirir:
b) Teknik ve mesleki eğitim de dahil ikinci eğitimin farklı türleri, ve özellikle başlangıçta verilecek ücretsiz geliştirme eğitimi gibi her türlü uygun vasıtalarla, kural olarak herkesin girmesine ve yararlanmasına açık duruma getirilir.”

Madde 13-3
“Bu sözleşmeye taraf devletler, anne-babaların ve uygulanması mümkünse vasilerin de, çocuklarını devlet tarafından kurulan okulların dışında varolan ama devlet tarafından konulmuş veya onaylanmış standartların asgari şartlarına sahip bulunan okullara gönderme ve kendi inançlarına uygun bir biçimde çocuklarına dinsel ve ahlaki eğitim sağlama haklarına saygı gösterir.”

Birleşmiş Milletler Ayrımcılığa Karşı Kadın Hakları Sözleşmesi

Madde 10-a
“Meslek ve sanat rehberliği verilmesinde, kentsel alanlarda olduğu gibi kırsal alanlarda da eğitim kuruluşlarına girme ve bu kuruluşlardan diploma almada eşit şartların sağlanması; bu eşitlik okul öncesi eğitim ile genel, teknik, mesleki ve yüksek teknik eğitimde ve her çeşit mesleki öğretimde sağlanır.”

Madde 10-b
“Aynı öğretim programına katılmaları, aynı sınavlara girmeleri, nitelik bakımından aynı düzeydeki eğitimcilerden eğitim almaları, aynı nitelikteki bina ve eğitim araçlarına sahip olmaları sağlanır.”

Türkiye tarafından imzalanmış ve onaylanmış uluslararası sözleşmeler Anayasamızın 90. Maddesi gereğince kanun hükmündedir.



























II. BÖLÜM


İMAM HATİP LİSELERİ GÖZLEM SONUÇLARI VE DEĞERLENDİRME


GÜNGÖREN ANADOLU İMAM HATİP LİSESİ

15.09.2000 tarihinde saat 09:00 civarında Güngören Anadolu İmam Hatip Lisesi önüne geldiğimizde öğrencilerin okula girmiş olduğu, velilerin okul bahçesi dışında beklediği ve çok sayıda polis memurunun ise okul bahçesinde ve dışında beklediği görülmüştür. Öncelikle orada bulunan veliler ile görüşmeler yapılıp yaşadıkları sıkıntılar ve maruz kaldıklarını söyledikleri hak ihlallerini dinledik.

Öğrenci velileri okula ilk geldikleri günden itibaren okula başörtülü oldukları gerekçesi ile alınmadıklarını oysa okula kaydolmaları ve devam eden yıllarda bu öğrencilerin başörtülü olarak okudukları , kendilerinin de bu okulu söz konusu bu koşullar içerisinde tercih ettiklerini dile getirdiler.
Diğer bir sorun öğrencilerin okula geldikleri halde devamsız yazılıp yazılmayacakları hususunda idi.

Ayrıca bir diğer sorun öğrencilere dayak, hakaret ve ikna odaları şeklinde uygulamalar olduğu iddialarının kendilerini tedirgin ettiğini beyan ettiler.

Daha sonra beş veli ve bizler bir heyet oluşturduk ve okul müdürü ile görüşmek istediğimizi okul görevlilerine bildirmek istedik. Ancak bu talebimizi -her ne kadar bizlere garip geldi ise de -polise bildirdik. Zira irtibatı polis kuruyordu. Emniyet birimleri müdürün müsait olduğunu öğrenerek bizlerin okul bahçesine ve de müdürün yanına çıkmamıza müsaade ettiler. Bu heyet okul müdürüne bütün sorunlarını , kaygılarını dile getirerek açıklama istediler. Ancak okul müdüründe sorunların giderileceğine dair her hangi bir net cevap alamadık. Öğrencilerin devamsız sayılmaları ile ilgili kaygılara dahi yanıt bulunamadı.

Okul müdürünün yanından ayrıldıktan sonra veliler ve bizler basının konu ile ilgili sorularını cevapladık ve daha sonra veliler ile detaylı bir görüşme gerçekleştirdik. Bu görüşmede velilere çocuklarının devamsızlıktan okulda bırakılması durumu ile karşılaşmamaları için , çocuklarının okula geldiklerini ve derse girmek üzere hazır bulundukları halde okula alınmadıklarını tespit eden tutanak metinlerinin gerekliliği hakkında bilgi verdik. Ayrıca çocuklarının eğitim haklarının ihlalinin ortadan kaldırılması için Güngören İlçe Milli eğitim Müdürlüğü’ne yazılı başvuruda bulunabileceklerini ve diğer yasal haklarını anlattık ve sorularını cevapladık.

Daha sonraki günlerde de yapmış olduğumuz gözlemlerimiz öğrencilerin başörtülü olarak okula giremedikleri ve yoğun polis baskıları ile karşı karşıya oldukları şeklindedir. Öğrencilerini okul dışında bekleyen veliler de sürekli baskı yapılarak okula gelmemeleri aksi halde gözaltına alınma tehdidi ile karşı karşıya oldukları dile getirilmiştir.


BAKIRKÖY İMAM HATİP LİSESİ

15.09.2000 tarihinde Bakırköy İmam Hatip Lisesi önüne gittiğimizde okul bahçesinin dışında 15 kişi kadar velinin bulunduğunu ve çok sayıda resmi ve sivil giyimli polis memurunun olduğunu gördük. Veliler ile yaptığımız görüşmelerde çocuklarını bekleyen velilere polisin müdahale ettiği ve 8 velinin gözaltına alınarak Kartaltepe Karakolu’na götürüldüğünü öğrendik . Veliler ile yapmış olduğumuz görüşme sırasında resmi giyimli bir polis yanımıza yaklaşarak bir emniyet mensubuna yakışmayan bir tarz ve üslup ile ve kaba hareketler ile hemen sokağı terk etmemizi aksi takdirde gözaltına alacağını beyan etti. Bunun üzerine kendisine “Siz bir polissiniz. Bizim güvenliğimizi sağlamakla sorumlusunuz. Bizler şu anda sokakta ve yayalar için ayrılmış olan kaldırımda bulunuyor ve de herhangi bir şekilde yasaya aykırılık içinde bulunmuyoruz. Siz bizi bu hal içinde gözaltına almakla tehdit edemeyeceğiniz gibi gözaltına alamazsınız da. Sizin yaptığınız yasaya aykırı ve görevi suistimaldir.” dedik. Bazı veliler ise “çocuklarının okulda olduğunu ve anne-baba olarak çocuğunun okuldan çıkmasını beklediğini ve okul önünde çocuğunu beklemesinin ; özellikle çocuklarının polis kordonu içinde tutuldukları bir halde iken onları bırakıp gitmemelerinin çok doğal olduğunu , polislerin okuldan uzaklaşması gerektiğini beyan ettiler. Ancak memurun karşısındaki vatandaşı dinlemek ve anlamak gibi bir kaygısı da yok görünüyordu ve diğer memurlar eşliğinde hanım velileri zorla sokaktan çıkarmaya çalıştılar. Bu sırada emniyet mensubu olduğunu söyleyen sivil giyimli memurlar da halka açık olan sokağı her nedense boşaltmak için yoğun çaba sarf ediyorlardı. Bizler Mazlumder yetkilileri olarak gözlemci sıfatımızla orada bulunduğumuzu , durum tespiti yapmak için geldiğimizi ve güven içinde işimizi yapmamızı sağlamak yerine görevimize engel olmalarının yanlışlığını kendilerine anlatmaya çalıştık. Ancak memurlarımız bunu bir türlü anlamak istemediler ve zor kullanarak sokağı terk etmek zorunda bırakıldık. Veliler ise halka açık bir sokaktan neden çıkarıldıklarını bizlere soruyorlardı. Bizler ise bu durumun yasal olmadığını, ancak emniyet mensuplarının insan hakları konusunda alacakları eğitimle bu sorunun giderileceğini ümit ettiğimizi söyledik.

Daha sonraki günlerde de okul önüne gidebilmeyi başaramadık. Zira o sokak maalesef cadde girişinden itibaren polis tarafından kapatılmıştı. Defalarca sokağın girişinde bekleyen memurlara okul müdürü ile görüşme talebimizi dile getirmemize rağmen müdürden mi yoksa amirlerinden mi aldıklarını bilemediğimiz ama her halükârda hukuka aykırı olan müdürle görüşme talebinin müdüre iletilmemesi emrini ısrar la uyguladılar.
Velilerden almış olduğumuz bilgi ise çocuklarının başörtülü olarak okula alınmadıkları ve içeride kendilerine baskı uygulandığı, başörtülerini açmak için zorlandıkları şeklinde. Okulun açıldığı ilk günden itibaren kız öğrencilerin ikna odalarına alındığı ve burada başörtülerini açmaları için zorlandıkları ve çocuklarının bu durumdan psikolojik olarak çok derin etkilendikleri şeklindedir. Bazı idareciler tarafından “okuldan çıkıp gidin. Biz sizi okuldan uzaklaştırdık” şeklinde bazı öğrencileri okuldan uzaklaştırdıklarını da üzülerek öğrendik. Veliler öğrencilerin hakkında bir disiplin soruşturması var olsa bile bu durumda çocuklarının savunması alınmadan ceza verilemeyeceğini bildiklerini ancak bu durumun çocukları okuldan soğutma amaçlı olabileceğini beyan ettiler.




KÜÇÜKKÖY İMAM HATİP LİSESİ

Derneğimize gelen başvurulardan biri de Küçükköy İmam-Hatip Lisesi’nde öğrenciler arasında ayrımcılık yapıldığı ve bazılarının okula alınmadıkları şeklinde idi. Bizler okula gittiğimizde yaklaşık 50 civarında veli ve çok sayıda öğrenci ile görüşmeler yaptık. Veliler hazırlık sınıfında okuyan öğrencilerin başörtülerini açarak okula devam etmelerinin istendiğini kendilerinin ise bu okulu başörtülü ve dini eğitim verdikleri için tercih ettiklerini dile getirmişlerdir. Öğrenciler ve velilerin en büyük kaygıları ise okula gelip sınıfa girdiklerini sınıf ta öğretmenlerini bekledikleri halde öğretmenin sınıfa gelmeyip kendilerini yok sayarak devamsızlıktan kalmalarına sebebiyet vermeleri korkusu olduğunu gördük.

Yaptığımız görüşmelerde her öğrenci sınıfa girip ders almak üzere beklediğini şahitler huzurunda sınıfta tanzim edilmiş tutanaklar ile tespit edildiğini gördük. Bu uygulamayı devam ettirmelerini tavsiye ettik. Daha sonra burada velilere de yasal prosedür ve haklarını arama noktasında yapmaları gereken tercih edebilecekleri hukuki yolları anlattık. Ertesi gün Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğüne giden velilerden tarafımıza telefon ile bildirdiklerine göre İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü dilekçelerini almayı kabul etmemiştir. Bunun üzerine Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürü Samet Çelik’ arayarak görüşmek istedik. Ancak kendisini bulamadık. Veliler ertesi gün avukatları vasıtası ile tekrar dilekçe vermek üzere gitmiş oldukları halde avukatları da “ Müdürlüğe dilekçeleri almak zorunda olduklarını anlatamadıklarını beyan ettiler. Biz bu dönemde defaatle Gaziosmanpaşa İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nü aramış olmamıza rağmen kendisine ulaşamadık. Sonraki günlerde velilerin ve öğrencilerin gözaltına alındıklarını tespit ettik. Derneğimize başvuran gözaltı mağdurlarının aileleri ve avukatlarından aldığımız bilgilere göre haksız olarak gözaltına alınan mağdurların aynı gün serbest bırakıldıklarını öğrendik. Söz konusu okulda öğrencilerin ders boykotu yaptıkları ve velilerin haklarını aramak adına her türlü yasal yollara başvurdukları duyumlarımız arasındadır.

Şaşkınlık ve kaygı ile izlediğimiz bir olay da okul etrafındaki binalara keskin nişancı polislerin yerleştirilmesi ve havaya ateş edilmesi. Ama bu durum ile ilgili olarak ta hiçbir yetkiliden herhangi bir açıklama bulamadık .

BEYKOZ İMAM HATİP LİSESİ

19.09.2000 tarihinde almış olduğumuz başvurular doğrultusunda Beykoz İmam-Hatip Lisesi’ne gittik. Oraya gittiğimizde öncelikle velilerden sorunlarını dinledik. Veliler çocuklarının okula başörtülü olarak alınmadıklarını dile getirdiler. Burada velilere hakları ve bu sorunlarının giderilmesi için hukuki prosedür anlatıldı.











ORTAK GENEL SORUNLAR VE TALEPLER

1-Veliler de öğrenciler de bu kadar yıldır aynı şekilde eğitim gördükleri halde bu sene neden eğitim haklarının engellendiğinin kendilerine açıklanmasını ve bu haksızlığın yetkililerce giderilmesini talep etmişlerdir.

2-Çocuklarının okula geldikleri halde gelmemiş gibi yok yazılmasının ve daha sonra oluşabilecek devamsızlık neticelerinin kendilerine uygulanması - özellikle de bu sene yeni bir karar ile devamsızlıktan okuldan çıkarılması süresinin 20 günden 10 güne düşürüldüğü göz önünde bulundurarak – kaygısını taşımaktadırlar.

3-Veliler okulda polis olması ve özellikle terörle mücadele ekipleri ve sivil polislerin bulunmasını yadırgadıklarını , çocukların üzerinde bu durumun gerek fiziki gerek ruhsal olarak problemler yarattığını dile getirmekteler. Gerek okul yöneticileri gerekse polis tarafından çocuklarına “terörist” denilmesi ve bu şekilde muamele edilmesinin giderilemeyecek zararlara yol açacağını bu nedenle bu yasaya aykırı durumun hemen giderilmesini ve polis gözetimi altında eğitim yapılmasını istemediklerini dile getirmişlerdir. Çok sayıda polisin orada bulunmasını ve müdahale eden polislerin fiziki müdahaleden kaçınmadıkları için çocuklarını okulda yalnız bırakmaktan korktuklarını dile getirmişlerdir.

4-İdarecilerin öğrencilere davranışlarının olumsuz olduğu ve kendi durumlarını önceledikleri için gençlerin eğitimin ve haklarının gaspa uğradığını dile getirmişlerdir.

5-Eğitim alanında Türkiye’nin insan hakları sicilinin kara lekelerinden “ikna odaları”uygulaması yoğun olarak Bakırköy İmam-Hatip Lisesi olmak üzere okullarda ortak şikayet konusudur. Bu ikna odalarında kızlarının zorla başlarının açılmak istendiği ve bazı erkek öğrencilerin dayakla tehdit edildiği ve hatta dayak uygulandığı veliler tarafından dile getirilmektedir.

6-Yoğun olarak Küçükköy İmam-Hatip Lisesi’nde olmak üzere demokratik hak arayışı olarak değerlendirilebilecek hak arama talepleri içerisinde bulunan öğrenci ve velilerin gözaltına alındığı bilinmektedir. Ancak daha vahim olanı gözaltı şeklinde götürülen vatandaşlarımızın gözaltına alınmadıkları, yasaya aykırı olarak hürriyetlerinin kısıtlandığı ve bu uygulamayı açıkça alışkanlık haline getiren güvenlik görevlilerinin görevlerini suistimal ettikleri gözlenmiştir. Hatta Küçüköy İmam Hatip Lisesi etrafındaki binalara nişancı polisler yerleştirilmiş ve havaya ateş edilmiştir.

7-Diğer bir problem ise öğrencilere sürekli olarak “size ceza vereceğiz, bu cezalar sicillerinize işlenecek artık ehliyet alamayacaksınız, üniversiteye giremeyeceksiniz, işe giremeyeceksiniz, hayatınız kararacak” gibi tehditlerle korkutuldukları ve bir eğitim yuvasında böylesine ürkütücü yanlışlıklarla çocukların endişelendirildiği şeklindedir.










KANAATİMİZ

1- İvedilikle ülkemizde hiçbir ayrım gözetmeksizin diğer temel hak ve özgürlüklerle beraber eğitimden yararlanma hakkının bireye ulaşmasının sağlanması gereklidir. Anne – babanın çocuğunu kendi dini, ahlaki inancına göre eğitim tercihi yapma hakkına saygı gösterilmesi ve buna uygun eğitim kurumları sağlaması, imzaladığı anlaşmalar gereğidir.
2- Anayasa , yasa ile genelge ve yönetmelik gibi diğer düzenlemeler arasında ve yoğun olarak ta yasal mevzuat ile sürekli uygulamalar arasında çelişkiler mevcuttur. Bu çelişkilerin bir an önce ortadan kaldırılması gerekir.
3- İnsan hakları açısından dünya gündemini işgal eden Türkiye’nin, adından özgürlükler ve adalet ülkesi olarak söz ettirmesi en büyük arzumuzdur.
YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2000-09-27
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4645444