MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu faaliyetleri kapsamında 24.02.2016 tarihinde Komisyon Başkanı Av. Kaya Kartal ile Komisyon üyeleri Av. Eyyup Akıncı ve Av. M. İbrahim Asım BİLİR tarafından Tekirdağ 2 No’lu F Tipi Cezaevine ziyaret gerçekleştirilmiştir.Görüşmelerde siyasi mahpuslardan İlhan Taşbey, Korhan Benlice, Bülent Pamuk ve Doğan Uçar ile görüşülmüştür.
Görüşmeler sırasında cezaevi koşulları, aile görüşleri, güncel meseleler (özellikle 28 Şubat’ın yıldönümü olması hasebiyle Müslüman siyasi mahpusların durumu), sevk işlemleri ve tedavi işlemleri ile ilgili yaşanan aksaklıklar üzerinde durulmuştur.
Yapılan görüşmelerde özellikle mahrem eş görüşmelerinin genel olarak cinsellik üzerinden algılandığı ve bu sebeple bazı mahpusların bu haktan yararlanmak istemedikleri, yararlanmak isteyenler arasında ise ciddi ayrımcılık yapıldığı vurgulanmıştır.
Yine görüşmeler esnasında, mahpusların cezaevi müdürüyle görüşme taleplerinin karşılanmaması ve mahpusların sadece gardiyanlarla muhatap olabildikleri de ayrı bir problem olarak not edilmiştir.
İlhan Taşbey yapılan görüşmede, ayaklarında ortopedik sorun olması nedeniyle içeriye almaya çalıştığı bir ayakkabı tabanlığı için cezaevi doktorunun raporu yanında 3’lü heyet raporu da almak zorunda kaldığını ve bunun için 6 ay uğraştığını ifade etmiştir.
Görüşmelerde mahpuslarca hak arama imkan ve yollarının nitelikli hale getirilmesi için gerek mevzuat gerekse haklara ve başvuru yollarına ilişkin bir kitapçığa duydukları ihtiyaç da dile getirilmiştir.
Görüşmeler kapsamında daha önce de vurguladığımız üzere özellikle mahrem eş görüşmesi olarak da bilinen, “Kapalı ceza infaz kurumlarındaki evli hükümlü ve tutuklulara, kurum personelinin yakın nezareti olmaksızın eşleri ile mahrem görüşme” imkânının Türkiye’deki uygulaması hakkında birkaç noktaya değinmeyi gerekli görüyoruz. Şöyle ki bu imkân Türkiye’de ilk defa 2013 yılında çıkartılan bir yasa ile ve maalesef insan onuruna aykırı olarak, bir ‘ödül türü’ şeklinde tanımlandı. Böylece temel bir hak olarak tanınması gereken bu imkân, cezaevi müdürlerinin keyfine bırakıldı. Bu uygulamanın bir an önce, en az 24 saat olacak şekilde temel bir hak olarak tanımlanması ve anne-baba ve çocukları da içerecek şekilde genişletilmesi zorunludur. Bu şekildeki uygulamanın cezanın şahsiliği ilkesi açısından da zorunlu olduğu açıktır.
MAZLUMDER olarak diğer aile fertlerini de kapsayan mahrem görüşme imkânının, insan onuruna uygun bir formatta, ödül değil hak olarak tanındığı bir uygulamanın hayata geçirilmesinin takipçisi olacağımızı tekrar ifade ederiz.