MAZLUMDER İstanbul Şubesi ‘Dünya Barış Günü’nde Barışın Düşmanlarını Protesto Etti

MAZLUMDER İstanbul Şubesi, “Dünya Barış Günü”nde Eminönü Yeni Camii önünde bir protesto gerçekleştirdi. 

Barışın düşmanları Emperyalizm, Irkçılık, Mezhepçilik, Siyonizm ve İslamofobi’nin lanetlenerek “Aydınlık yarınlar için barışın düşmanlarına bir taş da sen at” sloganıyla gerçekleştirilen protestoda ilk olarak MAZLUMDER İstanbul Şube Başkanı Ramazan Beyhan basın açıklaması metnini okudu. 

Beyhan açıklamada barışı en çok konuşanların en çok savaşanlar olduğunu söyleyerek başladığı konuşmasında Dünyayı bir savaş alanına çevirenlerin başta Siyonist İsrail  ve müttefikleri, BM’nin beş daimi temsilcisi sömürgeci devletler ve bunlarla çıkarlarını aynılaştıran uydu ülkelerin yöneticileri olduğunu belirtti. “Bölgemizde savaşların temel sebepleri; mezhepçilik, diktatörlük ve kabile asabiyetidir.” diyen Ramazan Beyhan, mezhep asabiyetiyle hareket eden aktörlerin karşı mezhebi şeytanlaştırarak birbirine kırdırmaktan vazgeçmesi gerektiğinin altını çizdi.

Beyhan sözlerine şöyle devam etti: “Ülkemizi, bölgemizi yangın topuna çeviren Küresel Güçlerin, Siyonist işgalci İsrail’e, darbeci diktatörlere, ırkçı, kabile ve mezhep asabiyetini körükleyenlere imkan ve destek vermekten İslamofobia’yı körüklemekten vazgeçmelerini acilen istiyoruz. MAZLUMDER olarak yılın 365 gününün barış günü olmasını, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada bütün bir insanlığın adil ve kalıcı bir barışa kavuşmasını dilerken her kademedeki yetkilileri sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Savaş bir avuç insanın kazancı, barış ise bütün insanlığın ve gelecek kuşakların kazancıdır.”

Açıklamanın ardından protesto, üzerinde barışı hapseden Emperyalizm, Irkçılık, Mezhepçilik, Siyonizm ve İslamofobi yazan siyah bir kafese içi beyaz boya dolu balonlar atılması ile son buldu.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu

BASIN AÇIKLAMASININ TAM METNİ:

BARIŞ DAHA HAYIRLIDIR

Yılda bir günü barış günü ilan etmek ve bir gün barışı hatırlamak yetmez. Her gün her yerde, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada barış istiyoruz.

Bugün barışı en çok konuşanlar, en çok savaşanlardır. Aliya’nın dediği gibi “onların savaşta, bizimse barışta şansımız var”. Adil olmayan savaşta adil olmasa da barış istiyoruz. Çünkü “barış daha hayırlıdır”.

Ülkemizde barış istiyoruz:

Kurulduğu günden beri TC Ulus Devleti, bu ülkenin asli unsurlarından Kürtleri ve İslam’ı yok saydı. 2000’li yıllara kadar inkar ve asimilasyon politikalarını güden Devlet, Ak Parti iktidarı ile Kürtler ve Müslüman halkın inançları ile barışık bir politika izlemeye başladı. Hükümetin Devlete rağmen girdiği bu iyileştirme süreci her seferinde PKK ve diğer mihraklar tarafından sabote edildi. Gelinen noktada Kürt Halkı; seküler ve dindarı ile gayrı Müslimler de dahil bütün sivil toplum ve siyaset kurumları kendileri ile terör  arasına mesafe koyarak eşit vatandaşlık ilkesinden hareketle ana dilde eğitim de dahil olmak üzere gasp edilmiş bütün haklarını barışçıl yollarla istemelidir.

Devlet/Hükümet, öncelikle Türk olan bir vatandaş  “Türk Kimliği” ile hangi haklara sahip ise Türkiye’de yaşayan her vatandaşın inancı, etnik kökeni ne olursa olsun aynı haklara “kendi kimliği” ile sahip olmasını sağlamalıdır. Sonra terör ile mücadele ederken kesinlikle hukuk içinde kalmalı, “rutinin dışına” çıkmamalıdır. Hukuku ihlal eden personeli hakkında adli takip yapmalıdır.

Bölgemizde barış istiyoruz:

Bölgemizde savaşların temel sebepleri; mezhepçilik, diktatörlük ve kabile asabiyetidir. Mezhep asabiyetiyle hareket eden aktörler, karşı mezhebi şeytanlaştırarak birbirine kırdırmaktan vazgeçmelidir.

Mezhep asabiyetini güdenlerin, daha mezhebin ne olduğunu bilmeyen binlerce çocuğun ölümüne, binlerce yetişkinin ölümüne, milyonlarca insanın göç etmesine sebep olduğu gibi cami, hastane, okul ve pazar yerlerinin  açık hedef haline geldiğini artık görmeleri gerekir. Hangi mezhepten olursa olsun Kabe’de aynı vakitte, aynı imamın arkasında saf olup namaza durduğumuzu unutmamaları gerekir. Bu konuda özellikle İran ve Suudi rejimlerini ve yetkililerini uyarmayı bir gereklilik olarak görüyoruz. İran ve Suudi rejimlerinin Mezhepçiliği kışkırtarak Yemen’de, Körfez ülkelerinde ve daha birçok ülkede karışıklıklara ve çatışmalara sebep olduklarını ve öldürülen her candan sorumlu olduklarını hatırlatmak istiyoruz.

Diktatörlerin ve Darbecilerin gayrı meşru olarak ele geçirdikleri yönetimi bırakmaları, serbest seçimlerle halkın idarecilerini seçmelerine imkan vermelerini istiyoruz. Suriye diktatörü, iktidarını korumak için ülkeyi harabeye çevirdiği gibi halkını öldürme konusunda da hiç çekinmemektedir. Mısır diktatörü seçilmiş cumhurbaşkanını devirerek, binlerce insanı katlederek, tutuklayarak, idama mahkum etmekte, hatta terör yoluyla infaz etmektedir. Diktatörler bir an önce bu ısrarlarından vazgeçmelidir, bu ülkelerde hayatın  normalleşerek barışa kavuşması  gerekir.

Yemen, Tunus, Libya ve daha nice ülkelerde kabile ve siyasi çatışmaların adalet temelinde, her türlü asabiyetten kurtularak İslam kardeşliği ve karşılıklı saygı içinde tarafsız ve adil gözlemciler gözetiminde sorunlarını acilen çözüme kavuşturmaları gerekmektedir.

Dünyada barış istiyoruz:

Dünyayı bir savaş alanına çeviren başta Siyonist İsrail  ve müttefikleri, BM’nin beş daimi temsilcisi sömürgeci devletler ve bunlarla çıkarlarını aynılaştıran uydu ülkelerin yöneticileridir. Sömürgeciliğe öfke duyan halkları potansiyel suçlu ilan ederek, kukla yönetimler ve organize edilmiş  örgütler marifetiyle savunmasız insanları müttefikleri ile birlikte acımasızca bombalamaktadırlar.

Ülkemizi, bölgemizi yangın topuna çeviren Küresel Güçleri Siyonist işgalci İsrail’e, darbeci diktatörlere, ırkçı, kabile ve mezhep asabiyetini körükleyenlere imkan ve destek vermekten İslamofobia’yı körüklemekten vazgeçmelerini acilen istiyoruz.

MAZLUMDER olarak yılın 365 gününün barış günü olmasını, ülkemizde, bölgemizde ve dünyada bütün bir insanlığın adil ve kalıcı bir barışa kavuşmasını dilerken her kademedeki yetkilileri sorumlu davranmaya davet ediyoruz. Savaş bir avuç insanın kazancı, barış ise bütün insanlığın ve gelecek kuşakların kazancıdır.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı EylemlerTarih 2015-09-01
Okunma Sayısı : 1556
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4343317