F Tipi Cezaevinden 2 Ay Önce Çıkan Ramazan Aydemir “Cezaevi Söyleşileri”nin Konuğu Oldu

Mehmet Ramazan Aydemir: “Bir mektup 50 defa okunur mu? Her bir mektubu, yenisi gelene kadar defalarca kez okuyorsunuz. Dışarıdan selam, hatırlanma getiren mektupları öpüyorsunuz! Okuduğum kitabın arasına koyuyorum mektubu, ucu görünsün… Aynı mektubu aynı gün içinde açıp açıp okuyorum! Hatırlanmak çok güzel… Bir mektup bir ay moral kaynağı, sevinç oluyor!

MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu, “Cezaevi Söyleşileri”nin 27.’sini, 7 Şubat Cumartesi tarihinde, Kandıra 1 Nolu F Tipi Cezaevi’nden 2 ay önce tahliye edilen Mehmet Ramazan Aydemir’in katılımı ile gerçekleştirdi. Programın açılış konuşmasını yapan Komisyon Başkanı Av. Kaya Kartal, kısa bir giriş yaptıktan sonra sözü Mehmet Ramazan Aydemir’e bıraktı. Kartal, 5 Şubat’ta yaptıkları Kandıra Cezaevi ziyaretinden bahsedip görüştükleri mahpusların selamlarını ilettikten sonra sözü Ramazan Aydemir’e bıraktı.

“Müminin mümine tebessümü sadakadır. Müslüman mahpuslara dışarıdan gelen bir selam da sadakadır!” diyerek sözlerine başlayan Aydemir, Müslüman mahpuslar için unutulmamış olmanın ve hatırlanmanın önemine vurgu yaparak kendi cezaevi sürecini aktarmaya başladı. 2000 yılı Şubat ayı başında, 28 Şubat sürecinin etkisi ile Gebze’de “Hizbullah Operasyonu” adı altında 60’a yakın Müslüman’ın Gebze Terörle Mücadele Şubesi tarafından gözaltına alındığını ifade eden Aydemir, bu operasyonda kendisinin de gözaltına alındığını belirterek, 9 gün boyunca gözaltında tutulduklarını dile getirdi. Gebze Terörle Mücadele Şubesi’nde 9 gün boyunca hukuktan, adaletten, insanlıktan uzak bir şekilde gözaltında tutulduklarını ifade eden Aydemir, orada iken hiç kimsenin, ailelerin, hatta avukatların dahi kendileri ile görüştürülmesine izin verilmediğini belirtti. Yapılan türlü işkencelerle birlikte kendilerine zorla, gözleri kapalı şekilde ifade tutanağı imzalattırıldığını dile getiren Aydemir, camilerde Kur’an öğretmek ve evlerde siyer çalışması yapmış olmalarının, soruşturma dosyalarında örgütsel faaliyet olarak gösterildiğini ifade etti.

Gözaltı süreci bitimi ile birlikte savcılık huzurunda göstermelik bir ifade işlemi yapıldığını, ardında mahkemeye çıkarıldıklarını söyleyen Aydemir, mahkeme hâkiminin dosyanın kapağını bile açmadan tutuklama kararı verdiğini, bu aşamalarda savcıya ve hâkime, Kuran ve siyer çalışması yaptıklarını kabul ettiklerini, bunun suç olarak değerlendirilmesi halinde de bundan geri durmayacaklarını ifade ettiklerini belirtti. Aydemir, verilen tutuklama kararı ile birlikte yaklaşık 15 gün Kocaeli’nde tutulup, ardından yaklaşık 6 Ay Eskişehir Özel Tip Cezaevi’nde kaldıktan sonra tahliye edildiklerini belirterek, 2003 yılında yurtdışına çıktığını ve yaklaşık 5 yıl gurbet hayatı yaşadığını ifade etti. 2008 yılında Türkiye’ye geri döndüğünü söyleyen Aydemir, bu dönem tutuksuz olarak yargılamanın devam ettiğini ve 2011 yılında mahkeme kararının kesinleşmesi ile tekrar cezaevine girdiğini, yaklaşık 3 yıl 2 ay Kandıra F Tipi cezaevine tutularak 2 ay önce tahliye edildiğini anlatarak tek kişilik ve üç kişilik hücre tipi cezaevi sistemi olan F Tipi cezaevleri hakkında bilgi verdi.

Müslüman mahpusların “sağ terör” adı altında cezaevinde tutulduğunu belirten Aydemir, tek kişilik hücrelerde ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkûm edilmiş mahpusların tutulduğunu ve bu mahpusların tecride tabi tutularak çok daha ağır şartlarda yaşadığını dile getirdi. Cezaevi fiziksel şartları ve uygulamalar sebebi ile mahpusların birçok probleme muhatap kaldığını belirten Aydemir, ziyaretlerde yaşanan zorluklarla ailelerin de cezalandırıldığını ve yıpratıldığını ifade etti. Özellikle aile bağlarının koparıldığını dile getiren Aydemir, mahpuslarla birlikte eşlerin, anne babaların, çocukların da cezalandırıldığını ve özel hayatların parçalandığını ifade etti. Maddi olarak da mahpuslardan, en temel ihtiyaçlarını karşılayamayacak kadar zor durumda olan insanların bulunduğunu belirten Aydemir, bu durumun da ayrı bir zorluk olduğunu dile getirdi.

Müslüman mahpusların cezaevinde oldukça programlı bir hayat sürdüklerini belirten Aydemir, ibadet, tefekkür, okuma-yazma, eğitim ve genel manevi yaşamın cezaevlerinde dış hayata göre çok daha canlı ve güçlü olduğunu dile getirdi.

Mahpuslar için bir selam, bir mektup, bir ziyaretin ne kadar önemli ve kıymetli olduğunu açıklayan Aydemir, Müslüman camianın cezaevlerinde tutulan Müslüman mahpuslara sahip çıkabilmesi açısından tüm gayretin gösterilmesi gerektiğini vurguladı. İçeridekiler için mektubun öneminden, duygulu sözlerle ve o anı yaşıyormuşçasına, bahseden Aydemir, “Bir mektup 50 defa okunur mu? Her bir mektubu, yenisi gelene kadar defalarca kez okuyorsunuz. Dışardan selam, hatırlanma getiren mektupları öpüyorsunuz! Okuduğum kitabın arasına koyuyorum mektubu, ucu görünsün… Aynı mektubu aynı gün içinde açıp açıp okuyorum! Hatırlanmak çok güzel… Bir mektup bir ay moral kaynağı, sevinç oluyor!” şeklindeki sözleri ile dinleyicileri duygulandırdı. Aydemir devamla cezaevlerine yapılan ziyaretlerin önemine vurgu yaparak, Kandıra Cezaevi’ndeyken MAZLUMDER Cezaevi Komisyonu adına Av. Mehmet Ali Başaran’ın kendisini ziyaret ettiğini, bu ziyaretin kendisini çok duygulandırdığını ve umutlandırdığını ifade ederek MAZLUMDER’e teşekkürlerini iletti.

Aydemir sözlerine şöyle devam etti: “Müslüman mahpuslar inançları ve imanları sebebi ile cezaevlerinde tutuluyor. Müminin mümine tebessümü nasıl ki sadaka ise dışarıdaki Müslümanların da cezaevlerindeki Müslüman kardeşlerine yazacağı tek bir mektup, göndereceği tek bir selam da çok kıymetli bir sadakadır. Müslüman mahpuslara sahip çıkabilmek, onlara varlığımızı hatırlatmak, inançları sebebi ile bedel ödeyen bu kardeşlerimize karşı en büyük sorumluluklarımızdandır.” 

Cezaevi koşulları dolayısıyla gözlerinde bozulma yaşadığını ve soruları okumakta zorluk çektiğini ifade eden Aydemir, ufku görememelerine rağmen vefalı yıldızlardan çoban yıldızının ve ayın her gece yanlarında olduğunu, bulutlu günlerde “falan yıldızımız firarda” diyerek eğlendiklerini vurguladı. (MAZLUMDER’in notu: Cezaevlerinde fiziki şartlardan kaynaklı bir kısmı hayati olan çeşitli cezaevi hastalıkları söz konusudur. Özellikle ufku görememe ve göz uzamının kısalığı zamanla gözde kalıcı hastalıklara yol açmaktadır.)

Program, katılımcılardan gelen soruların cevaplanması üzerine Kaya Kartal’ın sorumluluklarımızın büyüklüğü ile yaptıklarımızın yetersizliğine yaptığı vurguları içeren kapanış konuşması ile son buldu.

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu

 
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Seminer & Panel & KonferansTarih 2015-02-09
Okunma Sayısı : 1999
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4343294