Yazar Lütfi BERGEN, İslam ve İnsan Hakları Teorisi başlıklı dersine BEŞİR – BEŞER tanımlaması ile başladı. Beşer için; “Ben de sizin gibi bir beşer’im” [Hz.Muhammed] örneğini Verdi.

“Bireyden devlete giden yol” şeklinde tanımladığı İnsan Hakları Teorisini Türkiye ve İslamcılar açısından yorumlarken, ilginç cümleler kurdu. Batı’nın geldiği aşamada; İnsan Hakları Teorisinin “Paran varsa İnsansın” noktasına geldiğini ifade ederken, “BM İslam dışı bir sözleşmedir” tespitinde bulundu.

İnsan Hakları başlıklarının bölüne bölüne anlamını yitirdiğini, “İnsan Hakları savunucusu olmak, acaba günümüzde artık doğru bir iş mi?” sorusunu akıllara getirdiğini ifade etti.

Laiklik ve sekülarizm ayrımı üzerinde durup, “ilahi otoritenin reddi, beşeri ortoritenin ikamesi” şeklinde tarif edilebilecek Laikliğin sekülarizmden apayrı bir şey olduğunu, Ulus Devlet olmaktan uzak, nevi şahsına münhasır bir devlet olan Türkiye’nin; “Müslüman Etnikler Harmanı” olduğu cümlesini kullandı.

Genç kuşak öğrencilerimiz kadar önceki kuşak için de enteresan bir ders oldu.