İşçi Hakları Bakımından Meslek Hastalıkları Konferansı Gerçekleştirildi

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Sosyal Haklar Komisyonu tarafından “İşçi Hakları Bakımından Meslek Hastalıklarının Arka Planı” başlıklı konferans gerçekleştirildi. Sosyal Haklar Komisyonu Başkanı Avukat Gökhan Türkoğlu’nun takdimiyle başlayan etkinlik, İşyeri Hekimi Dr. Ahmet Tellioğlu ve İş Başmüfettişi Şeref Özcan’ın sunumlarıyla devam etti.

Konuşmasına iş sağlığı güvenliği diye bir alanın neden var olduğunu tartışarak başlayan Tellioğlu, öncelikle işe bağlı ölümlerle iş nedeniyle ölümler arasındaki ayrıma değindi. Borçlar Kanunu 417 nci maddesinde yer alan “İşveren, işyerinde iş sağlığı ve güvenliğinin sağlanması için gerekli her türlü önlemi almak, araç ve gereçleri noksansız bulundurmak; işçiler de iş sağlığı ve güvenliği konusunda alınan her türlü önleme uymakla yükümlüdür.” hükmüne atıf yapan Tellioğlu; kanunların çalışanların işyerindeki sağlığından ve güvenliğinden işvereni sorumlu tuttuğunu dile getirdi. 

Tellioğlu bu çerçevede “Çalışan sadece kendine koyulan koruyucu kurallara uymakla yükümlüdür. Bunun haricinde önlemleri almak, çalışanını bilgilendirmek ve çalışanın takibini yapmak zorunda olan işverendir. Yani işçi dikkatsiz davrandı diye bir bahane olamaz.” ifadelerini kullandı.

İşyeri sağlığıyla ilgili kavramların doğru kullanılmasının üzerinde de duran Tellioğlu “Doğru tanımlama işe bağlı hastalıktır. Çünkü hiçbir hastalığın tek bir nedeni yoktur. Sağlık sorunları genetik yatkınlık, beslenme, işyeri koşulları vb. bütün faktörlerin bir araya gelmesiyle ortaya çıkar. İş, hastalığın bir etkenidir. Bu durumda meslek hastalıkları tıbbi bir terim olmaktan çok hukuki bir terimdir. Yani direkt olarak işe bağlı hastalığı ifade eder. Burada işe bağlı hastalık ifadesini kullanmak için baskın faktörün ayırt edilebilir şekilde gözlemlenmesi gerekir.” şeklinde konuştu.

Konuşmasına iş kazaları ile meslek hastalıkları arasındaki ayrımı açıklayarak başlayan Şeref Özcan ise meslek hastalığının uzun vadede ortaya çıkan sağlık sorunlarını tanımlamak için kullanıldığını ifade etti. Bu hastalıkların cilt hastalıkları, solunum sistemi rahatsızlıkları, çeşitli bulaşıcı hastalıklar, ortopedik rahatsızlıklar gibi birçok farklı şekilde ortaya çıkabileceğini belirten Özcan, meslek hastalıklarının herhangi bir meslek grubuna mahsus olmadığını her meslek grubunda farklı ağırlıklarda da olsa çeşitli hastalıkların görülebileceğinin de altını çizdi.

Türkiye’de meslek hastalıklarının kayıt altına alınması konusundaki sorunlara değinen Özcan açıklanan resmi verilerin vakıanın tamamını yansıtmadığını ve dolayısıyla çizilen tablonun yanıltıcı olduğunu ifade etti. Özcan, kamuoyuna diğer hastalıklara göre nispeten fazla yansıyan madencilik, kot taşlama, döküm ve seramik üretimi, teflon üretimi gibi iş alanlarında çalışan işçilerde sıklıkla görülen slikozis hastalığı haricinde de birçok hastalığın bulunduğundan bahsederek gürültülü yerde çalışma, ağır yük kaldırma veya defalarca aynı hareketi yapma kaynaklı birçok meslek hastalığı olduğunu ifade etti.

Oldukça yaygın görünen meslek hastalıklarının işveren tarafından alınacak tedbirlerle büyük ölçüde azaltılabileceğini belirten Özcan, işverenlerin maliyet artışı olarak gördüğü tedbirleri almaya ancak yasal zorunluluk sonucu yönleneceklerini dile getirdi.

Meslek hastalıklarının ortaya çıkması ve teşhis edilme sürelerinin oldukça uzun olmasından kaynaklanan sorunların birçok ihmale ve hukuksuzluğa sebep olduğunu da ifade eden Özcan, meslek hastalıkları konusunda yetkili ve donanımlı sağlık birimlerinin yetersizliğine dikkat çekti. Özcan konuşmasını şu ifadelerle sürdürdü:

“İşçilerin böyle bir hastalıkla karşı karşıya kaldığında başvurması gereken meslek hastaneleri işçiler için bir tehdit oluşturmaktadır. Zira mevcut şartlarda, meslek hastalıkları hastanesine gitmek kişinin hastalık sahibi olduğunun kayıt altına alınması ve dolayısıyla kişinin işsiz kalması manasına gelmektedir. Zaten bir rahatsızlığın meslek hastalığı kategorisine girdiğini tespit etmek ve hakkında yasal işlem başlatmak oldukça uzun ve meşakkatli bir süreç gerektirir. Açtığı dava yıllarca sürdüğü için dava sonuçlanmadan hayatını kaybeden birçok insan biliyoruz. Maluliyet tespitinde de aynı uzun süreç söz konusudur ve bu uzun süreçler dolayısıyla zarar veren tarafın ceza alması neredeyse mümkün değildir. Türkiye’de İstanbul, Ankara, Zonguldak olmak üzere toplamda üç meslek hastalıkları hastanesi bulunduğu ve bunlardan sadece bir tanesinde maluliyet tespiti yapıldığı göz önüne alınırsa sorunun nerden kaynaklandığı da açıkça ortaya çıkmaktadır”

Konferans, katılımcıların konuşmacılara yönelttiği soruların cevaplanmasıyla sona erdi.

 

MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu

FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı Seminer & Panel & KonferansTarih 2016-05-30
Okunma Sayısı : 1678
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4343239