Ömer Behram Özdemir: “Suriye’de 30.000’i aşkın Sünni ve Şii yabancı savaşçı var.”
MAZLUMDER Dış İlişkiler Komitesi tarafından organize edilen “Suriye İç Savaşı’nda Yabancı Savaşçılar” semineri 28 Şubat Cumartesi günü gerçekleştirildi.
MAZLUMDER Dış İlişkiler Komitesi Suriye Masası Sorumlusu Ömer Behram Özdemir’in verdiği seminerde Suriye’deki çatışma ortamına Avrupa, Kuzey Afrika, Arap Yarımadası, İran, Lübnan, Filistin gibi farklı coğrafyalardan Suriye’ye giderek dahil olan birçok savaşçının savaşa katılma motivasyonları ve hali hazırdaki durumları ve Suriye’deki sürece etkileri hakkında bilgiler verildi.
Suriye’deki mevcut durumun oluşmasında önemli bir etken haline gelen yabancı savaşçılar hakkında yakın zamanda bir raporu da yayınlanan Ömer Behram Özdemir, Suriye’deki yabancı savaşçıların muhalifler, rejim taraftarları ve IŞİD olmak üzere üç kanadı olduğunu söyledi. Uluslararası araştırmalara göre Sünni ve Şii olmak üzere 2 tür yabancı savaşçı olduğunu söyleyen Özdemir, “Sünni savaşçılar Muhalifler ve IŞİD arasında bölünmüştür. Ayrıca Çeçen, Özbek ve Uygur Türklerinin de ufak çaplı bağımsız silahlı grupları vardır. Muhalif saflarda en çok yabancı savaşçı Nusret Cephesi’nde bulunmaktadır. Sünni savaşçılar içinde Batı Avrupa’da Fransa’dan 1200, Almanya’dan 500, İngiltere’den 600, Ortadoğu’da Tunus’tan 2500-3000, Suudi Arabistan’dan 2000-2500, Fas’tan 1500, Rusya’dan 1000-1500, Türkiye’den 600-1000 arası savaşçı Suriye’ye gitmiş. Bunların dışında Rusların paralı askerleri ve YPG’ye katılan Türk savaşçılar da var.” dedi.
Kore, Şili gibi uzak ülkelerden bile savaşa katılan yabancı savaşçılar olduğunu ifade eden Ömer Behram Özdemir, sözlerine şöyle devam etti: “Suriye’deki savaşa dışarıdan Sünni katılım 20.000’in üzerine çıktı ve bu rakam Afganistan Savaşı’nı geride bıraktı. Bu 20.000’in % 5 ile 10 arasının öldüğü, % 10 ila 30 arasının ise sakatlanıp ülkesine geri döndüğü söyleniyor. Bu durumda şuan Suriye’de 13.000 kadar yabancı savaşçı olduğu söylenebilir. IŞİD Suriye’deki yabancı savaşçıların çoğunu çekmeye başladı. Şiilerde yabancı savaşçı sayısı ise 15.000 civarında. Suriye’deki savaş, yabancı savaşçıların çoğunun ilk savaş tecrübesi değil, 2. ya da 3. savaşları.”
Ortadoğu’dan savaşa katılan yabancı savaşçıların baskıcı yönetimlerden kaçarak geldiklerini, motivasyonlarının daha çok bu baskıdan kaynaklandığı vurgulayan Özdemir, “Mesela Irak Savaşı döneminde çocuk olan birçok Sünni genç bugün IŞİD’de savaşçı. Sünni savaşçılarda temel motivasyonlar genel olarak kimlik ve statü arayışı çevresinde şekilleniyor. Esed rejiminin işlediği kıyımların sosyal medyadaki görüntüleri ise bir intikam motivasyonu sağlıyor ki yapılan araştırmalar yabancı savaşçıların ekseriyetinin bölgeye gitmek için ilk motivasyonunun Esed rejiminin katliamları ve bu katliamların karşılıksız kalması durumu olduğunu gösteriyor.” dedi. Ömer Behram Özdemir, Batılı savaşçıların ise 4 ayrı motivasyonla savaşa katıldıklarını belirterek “Bunlardan ilki kimlik arayışıdır; Mesela ne Fransız olabilmiş ne de Arap olabilmiş birisi. İkincisi heyecan arayışı; Bu kesim eğer ölmezlerse genellikle 2-3 ay içinde geri dönüyorlar. Üçüncüsü statü arayışı; Kişiler başarılı bir savaşçı olarak savaş bölgesinde bir makam elde etmek istiyorlar. Dördüncüsü ise intikam arayışıdır; Suriye rejiminin yaptıklarının cezasız kalmaması için.” dedi.
Genellikle İran, Lübnan, Irak ve Yemen gibi bölgelerden savaşa katılan Şii yabancı savaşçıların Sünni unsurların aksine tek bir siyasi merkezce yönlendirildikleri için parçalı bir durumdan uzak olduğunu vurgulayan Özdemir şunları söyledi: “Çok sayıda irili ufaklı grup olmakla birlikte Şii unsurları 4 ana aktöre indirgeyebiliriz: Iraklı Şii milisler, Hizbullah (Lübnan), İranlı Afgan milisler, İran Devrim Muhafızları. Şii savaşçılarda temel motivasyonlar ise Seyyide Zeynep başta olmak üzere Suriye’de Şiiler için kutsal sayılan türbe ve muhtelif yerleri korumak. Bunun yanı sıra Suriye’nin İsrail’e karşı stratejik olarak kaybedilmemesi gerektiği fikri de bu savaşçıları harekete geçiren siyasi bir motivasyon olarak karşımıza çıkıyor.”
Ömer Behram Özdemir, konuşmasında kadın savaşçılardan da bahsederek kadınların genelde YPG saflarında bulunduklarını, Özgür Suriye Ordusu ve İslami Cephe içerisinde çok az kadın olduğunu ve bunların sahadaki etkinliklerinin kısıtlı olduğunu dile getirdi. “Muhalif saflarda kadın savaşçıların bir kısmı keskin nişancı işlevi görürken bir kısmı ise sokak güvenliği ile ilgilenmektedirler. Halep’te muhalif saflarda bulunan Ayşe Tugayları buna bir örnektir. IŞİD’in ise Hansa tugayları adında silahlı bir nevi ahlak zabıtası konumundaki unsurları mevcuttur. Lakin muhalif kadın savaşçıların aksine IŞİD’in kadın unsurlarının çoğunluğu Suriyeli değil yabancıdırlar” diyen Özdemir, özellikle IŞİD içinde bulunan kadınların örgüt için işlevinin IŞİD hilafetinin altında yeni bir nesil inşası olduğunu vurguladı.
Özdemir seminerde son olarak şunları söyledi: “Her 2 taraftaki yabancı unsurların içlerindeki aşırılar tarafından gerçekleştirilen savaş suçları taraflar arasında var olan kan davasını daha da derinleştirmekte ve potansiyel bir mezhep çatışmasını körüklemektedir. Lakin sahadaki görünürlüklerinin aksine iki tarafta da yabancı savaşçıların toplam savaşçı grubu içinde % 10’luk bir kesime tekabül ettiğini de unutmamak lazım.”
Program, katılımcıların sorularının cevaplandırılması ile son buldu.
MAZLUMDER İstanbul Şubesi Basın Bürosu
FAALİYET BİLGİLERİKategori Adı
Seminer & Panel & KonferansTarih
2015-03-02