KOCAELİ VE BOLU F TİPİ CEZAEVLERİ RAPORU

 








KOCAELİ VE BOLU
F TİPİ CEZAEVLERİ
RAPORU
27.05.2002





Av. TURGAY ÖZDEMİR
Av.MUSTAFA ERCAN

















İNSAN HAKLARI VE MAZLUMLAR İÇİN
DAYANIŞMA DERNEĞİ
MAZLUMDER
İSTANBUL ŞUBESİ






KOCAELİ VE BOLU F TİPİ CEZAEVLERİ RAPORU

GİRİŞ

İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği-MAZLUMDER İstanbul Şubesi’ne başvuran tutuklu ve hükümlü yakınlarının cezaevlerindeki uygulamalara yönelik şikayet ve endişelerini bildirerek, yazılı olarak yardım talebinde bulunduğu ve konuyu araştırmakla görevlendirildiğimizin tarafımıza bildirilmesi üzerine, 24 Mayıs 2002 günü sabah Kocaeli F tipi, öğleden sonra Bolu F tipi cezaevlerine giderek, aşağıda yazılı gözlem ve tespitleri yapmış bulunmaktayız. Tespitlerimizi, değerlendirmelerimizle birlikte sayın başkanlığınıza sunmaktayız.


AİLELERİN YAKINMALARI

Başvurucu aile ve yakınları aşağıda yazılı yakınmalarda bulunmuşlardır.
Tutuklu ve hükümlülerin;
1- Tek kişilik hücrede yalnız kalması, tedirgin bir görünümde bulunmaları,
2- Yiyecek ve içecek, gıda ihtiyacının tam karşılanmaması,
3- Kitaplarının verilmemesi,
4- Kötü muameleye tabi tutulmaları,
5- Bazı, tutuklu ve hükümlüleri el ve yüzlerinde yara izi ile gördüklerini bildirmeleri,
6- Saç ve sakallarının zorla kesilerek sıfır tıraş edilmesi,
7- Zorla ve yüksek sesle müzik dinletilmesi,
8- Ziyaret gün ve saatlerinin çok sınırlı olması, o saatlerin de formalite ile dolduruluyor olması,
9- Ziyaretlerde, görüşme esnasında gardiyan bulunması,

F TİPİ CEZAEVLERİNİN MİMARİ YAPISI

Görüştüğümüz tutuklu ve hükümlü ve gardiyanların anlatımlarına göre; F tipi cezaevleri, yaklaşık 360 kişi kapasiteli olup üç ana bloktan oluşmaktadır. Her bir blokta bir ve üç kişilik hücreler bulunmaktadır. Bir iç koridora üç hücre kapısı açılmaktadır. İç koridorlar da ana koridorlara açılmaktadır. Bir kişilik hücre 11 m2 , üç kişilik 25 m2 civarındadır. Hücrelerin açıldığı üç kişilik için 50 m2 civarında bir bahçe bulunmakta ve günlük 08.00 ile 20.00 arası çıkılabilmektedir. Cezaevine girişte, parmak izlerinin de alındığı, kartlı, dijital güvenlik sistemi uygulaması yapılmaktadır. Yine bir çok alan kameralar ile izlenmektedir.

TUTUKLULAR İLE GÖRÜŞMEMİZ

Kocaeli cezaevi, İzmit , Kandıra yolu 30.uncu kilometrede bulunmaktadır. Bolu cezaevi ise, şehrin Ankara çıkışında Jandarma birliğinin yanında bulunmaktadır. Her iki cezaevinde de, dörder tutuklu ile görüşülmüştür. Tutuklular; çeşitli cezaevlerinden son bir, iki ay içerisinde buraya getirilmişlerdir ve cezaevi ile ilgili aşağıda yazılı hususları bildirmişlerdir. Anlatılan sorunlardan her iki cezaevi için ayrı ayrı beyanda bulunma yoluna gidilmemiş, farklı uygulamaların ayrıca belirtilmesi yoluna gidilmiştir.


Kocaeli ve Bolu F Tipi Cezaevleri İçin Ortak Sorunlar;

1- Cezaevine ilk getirilişte, tutuklular her iki cezaevinde de soyularak aranmıştır. Kocaeli’nde idare, 10 kişilik gardiyan ekibi ile çırılçıplak, anadan uryan soyarak arama yaptı. Bazı mahkumları ayrıca jandarma da aradı. Bolu’da ise idare ve alt çamaşır kalacak şekilde arama yaptı. Bolu’da soyunmayı reddeden bir mahkum jandarma tarafından zorla soyularak idareye teslim edildi. Bu mahkumun elleri bağlandı ve alt çamaşırı da çıkarıldı. Yine mahkum ve tutuklular Bolu F tipi cezaevine getirilip idareye tesliminde jandarma tarafından; bir odada eller duvara dayatılarak, galiz küfürler eşliğinde tekme ile diz çökertilerek, yukarıda anılan şekilde arama yapıldı.

Soyarak arama daha sonraki günlerde hastaneye götürülüp; getirilme sırasında da yineleniyor. Hücreden çıkmak gerektiğinde; her giriş, çıkışta taciz boyutuna varan aramalar yapılıyor. Gidilecek yere gider iken ve dönüşte, birisi kolunuzu sıkıca tutarak, bazen de arkaya bükerek zorla götürüyor.

2- Tutuklular daha önce bulundukları cezaevlerinden haber verilmeden, apar topar getirildiler. Bu nedenle bir çok eşyalar kayboldu. Buraya gelindiğinde teslim edilen eşyalar ise başkalarına ait çamaşırdan ibaret bulunmaktadır. Yani,eşyalar karıştırılmış. Yine, Bolu’da tutukluların alyansları alındı, halen verilmedi.

3- Saç ve sakallar, zor kullanılarak sıfır numara ile tıraş edildi. Bu uygulama siyasi tutuklular için yapıldı. Adli tutuklular böyle bir uygulamaya muhatap olmadılar. Bolu cezaevine gelenler tıraşlı olmalarına rağmen zorla, koyun kırkma usulü tıraş edildi.

4- İlk girişte, Kocaeli’de gardiyanlar hücreye , kol arkadan bükülerek ve baş elle öne eğdirilerek karga tulumda götürdüler. Bolu’da ise, kafa yere, eller arkaya konacak yoksa biz yaparız, diyerek tehdit ettiler. Görevliler, Cezaevlerindeki kamerasız alanlarda daha sert davranışta bulunmaktalar. Bolu cezaevi müdürü , tutuklular ile ilk görüşte, tutukluların yüzlerini duvara döndürerek, çok sert üslupta ve bağırarak konuşmuştur. Tarzı Amerikan filmlerindeki olumsuz müdür tipini andırmaktadır. Konuşmalar sert üslupta ve kişiliği ezmeye yönelik bulunmaktadır. (Uzun yıllardır cezaevinde bulunan kimi tutuklular, toplu nakillerde cezaevi savcısı ve müdür, jandarma komutanı ve doktorun hazır bulunduğunu, yukarıda anılan kötü muamelelerden habersiz olmalarının mümkün olamayacağını bildirmişlerdir.)

5- Cezaevine ilk girişte, pazarlık yapmayın; mahvederiz. Hiçbir şikayette bulunmayın kullanabileceğiniz hakları almanızın süresi uzar diye tehdit ettiler.

6- Hücrelerin her yeri beyaz, ışık beyaz, hiçbir renk yok. Her şey hücre içinde oluyor. Hücre kapısının üst kısmında gözenekli , camlı gözetim yeri, ortada da tabak alış verişi için açılabilir bir kapak bulunuyor. Yemek buradan alınıyor. Görevli ile yüz yüze gelinmiyor.Hücrelerden hiç çıkılamıyor. Sosyal aktivite imkanı verilmiyor.

7- Dini vecibelerin yerine getirilmesinde saygı gösterilmiyor. Namaz kılar iken inadına müzik açılıyor. Başlar sıfır numara tıraş edilmesine karşın şapkaya da izin verilmiyor. Bolu cezaevinde bir tutuklu namaz kılar iken gelinmiş ve sen imam mısın diye uyarılmış.

8- Sabah ve akşam sayım yapılıyor. Sayımda ayakta , baş açık , bekleniyor ve sayıma 15-20 görevli geliyor.

Bolu’da bir gün bir tutuklu üzerine 15 kişi gelerek üstüne çullanmış ve yerde yumruklamaya başlamışlar. Kafada yara, kulakta çekmekten doğan kopma, ön üst sağ kesici dişin alt kısmında kırık oluşmuş. Durum cezaevi müdürüne iletildiğinde, burada olur böyle şeyler, cevabını almış. Tutuklu kendisini döven görevlilerin başındaki insanı tanıyabiliyor. Bu kişi, sen işkenceci misin, gardiyan mı, sorusuna , her ikisi de diye cevap vermiş. Tutuklu, ancak 19 gün sonra şikayet yazabilecek kağıt ve kalem sahibi olabildiği için müdür başta olmak üzere görevlileri savcılığa şikayet etmiş. Savcılık 29 gün sonra ifade için çağırmış.Bu nedenle işkence izlerinin tespiti mümkün olamamış. Yine de kısmi tespitler yapılmış. (Dişteki kırık tarafımızca da görülmüştür.) Yapılan uygulamalar esnasında çıkan sesleri duyan bir tanık da bulunmakta. Savcılık, talebe karşın halen şikayetçi ile sanık görevlileri yüzleştirmemiş. Bu şikayetten önce , açık talebine karşın tek kişilik hücrede kalan tutuklu, şikayetten sonra talebine uygun olarak üç kişilik hücreye alınmış. Ancak daha önce arkadaşlarının yanına gitmemesi için idare para teklif etmiş.

9- Hücrelerin bulunduğu koridorlarda yüksek sesle müzik yayını yapılmaktadır. Özel radyo bulunduramıyorsunuz. Seçilen merkezi radyoyu dinleyebilirsiniz. Merkezi radyoda da idarenin seçtiği frekans yer almakta. Müzikler melankolik tarzda. Zaman zaman pop müzik çalıyor. Merkezi radyo aynı zamanda anons sistemi olarak kullanılmakta. Ancak daha çok görevlilerin kendi iç haberleşmesi için kullanılmakta ve bu nedenle çekilemez nitelikte gürültü kirliliği yapmakta.

10- Günlük gazete geliyor. Kantinden televizyon satın alabiliyorsunuz. Ancak merkezi anten nedeniyle her kanal izlenemiyor.İzlenebilenler; TRT’ler, Atv, ShovTV,Kanal D

11- Kitaplarınızı yanınıza alamıyorsunuz. Haftada 3 kitap veriliyor.Kuran-ı Kerim’de bu sayıya dahil ediliyor. Cezaevi kütüphanesi çok zayıf. Kuranı Kerim dahi bulunmuyor. Bir çok kişi kütüphaneye ulaşma şansı elde edememiş. Bolu cezaevinde 45 gündür kitaplar verilmiyor.

12- Cezaevine getirilebilecek eşya çok sınırlı. Birkaç parça giysinin dışında hiçbir şey alınamıyor. Daha önceki cezaevinde var olan eşyanızı getiremiyorsunuz. Gelen eşyalar ise kantin fişi olmadığından bahisle teslim edilmiyor.Bu nedenle, her şeyi yeni baştan satın alarak kantinden temin etmeniz gerekiyor. Bir televizyon 300, mini buzdolabı 315, çay ısıtıcısı 60 milyon lira gibi fiyatlarla satılıyor.

13- Yemekler çok az verilmekte, en küçük boy kepçe ile birer kepçe olmak üzere öğle 3 akşam 2 kap yemek veriliyor. Sabah ise, örneğin, bir kibrit kutusu kadar peynir ile piknik bal veriliyor. Parası olan için kantinde kahvaltılık bulunuyor. Hücre sistemi uygulaması nedeniyle ekonomik durumu zayıf olanlar yemekte de mağdur olmaktadır.

14- Kocaeli cezaevinde, Hücrelere verilen su içilmiyor. Artezyen suyu olduğu için çok kireçli. Isıtıcılar birkaç kullanımda kireçlenerek çalışamaz hale geliyor. Kantinde, 1,5 litrelik su 400 bin liraya satılıyor. Damacana su veya arıtıcı kantinde bulunmuyor. (Görüştüğümüz kişilerden birisi güneydoğuda askerlik yapar iken böbreklerini çürüttüğünü, kireçli su nedeniyle daha fazla buna dayanamayacağını beyan etmiştir.)

15- Hücrelere haftada bir gün, bir saat sıcak su veriliyor. Ancak gazetecilerin geldiği gün , tam gün sıcak su verildi.

16- Cezaevine ilk gelişte, psikolog herkes ile görüşmüş. Daha sonra ise, dilekçe vererek talepte bulunan da görüşebiliyor. Ancak psikolog sorunların çözümüne ilişkin bir katkı sağlamıyor. Daha çok idarenin kararlarını bildiren, açıklayan tebliğ memuru gibi davranıyor. Örneğin hücreler boş olmasına karşın; üç kişilik hücrelere geçme imkanı sağlanmamış; daha sonra diyerek geçiştirmekle yetiniliyor. Telefon açabilme ile ilgili hiçbir şey yapılmamış. Hücre değiştirmek ve üç kişilik hücreye geçmek isteyenlere, can güvenliğimiz yok diyerek dilekçe verirseniz ilgileniriz beyanında bulunulmuş. Bunlardan daha vahim olanı ise, psikolog, doktor ve öğretmen gibi görevlilerin, iki gardiyan nezaretinde ve araya yaklaşık 4 metre bırakarak görüşmeleri. Bu nedenle görüşmeler faydasız ve verimsiz oluyor.

17- Görevliler hücre ve koridorlarda bulunmuyor. Acil bir isteğiniz var ise çağrı düğmesini kullanmanız gerekiyor. Ancak bu çağrıya da cevap alamıyorsunuz. Bütün isteklerin idareye yazılı olarak bildirilmesi gerekiyor. Ancak dilekçelerden sonuç alınması mümkün olmuyor.

18- Ziyaretlerde gerekli hassasiyet gösterilmemektedir. Örneğin, aynı şehir ve semtte bulunan ailelerin ortak bir gün ve saatte ziyarete gelebilmeleri için, bu kişilerin aynı hücrede kalmasına veya başka bir türlü tedbir yoluna gidilmemiştir.

19- Ziyaretçiler, girişte oyalanmakta, zaten sınırlı olan ziyaret saati bu şekilde bitirilmektedir. Örneğin 19 Mayıs günü yapılan açık görüşte, 75 dakikalık görüşün ancak 15 dakikasında görüşülebildi. Sorunun esas nedenlerinden birisi de, görüşme süresinin ziyaretçi için değil , mahkum için öngörülmüş bulunması. Bu halde görüşmeler ziyaretçiler ile tek tek yapıldığı için sürenin ekonomik kullanılması söz konusu değil. Görevliler bunun sorumlusu kendileri değilmişçesine bir de alay geçmekte, sataşmaktalar.

20- Tutukluların sosyal aktivite yapmasına izin verilmemekte. Futbol alanı, kütüphane ve diğer tutuklularla görüşe izin verilmemektedir.(Spor,kütüphane ve tespit edilecek on kişi ile görüşme imkanlarının haftada birer saat hak olarak bulunduğu bilidirlmesine karşın) Şimdilik adli tutuklular yararlandırılmaktadır. Yine tutukluların,ihtiyacı olan arkadaşlarına para yardımı yapmalarına engel olunmaktadır.

21- Tutukluların mahremiyetlerine ve iç dünyalarına asgari düzeyde dahi saygı gösterilmiyor.Tutukluların bazı mektupları ulaştırılmamakta. Görüş esnasında ailelerin bildirdiğinden anlaşıldığına göre, mektupların ulaşmadığı anlaşılıyor. Bolu cezaevindeki bir tutuklunun daha önceki cezaevine gelen ve biriktirdiği halde yanına alamadığı mektuplarının fotokopileri polise verildiği beyan edilmiş.Mektuplar, daha sonra aileye teslim edilmiş. Cezaevi içi yazışmalarda pul yapıştırmak suretiyle, PTT aracılığıyla yapılmakta.

22- Tutukluların uygulanan kuralın kanuni olup olmadığını bilme şansları olmadığı gibi , idare de sözlü veya yazılı bilgilendirme yoluna gitmiyor. Bolu’da tutuklulara cezaevi talimatı dağıtılmış. Ancak bu talimatı avukatların görme şansı olamıyor. Çünkü avukatla görüşte dahi hiçbir evrak getirilemiyor. Örneğin mahkemenin tebliğ ettiği, iddianame, mütala gibi resmi belgelerin dahi avukata gösterilmek üzere getirilmesine izin verilmiyor. Bu nedenle dağıtılan talimatın hukuki olup olmadığını denetleme şansı da bulunmuyor.

23- Kocaeli F tipi cezaevinde, hücreler boş vaziyette jandarma tarafından periyodik olarak aranmaktadır. Bu aramalarda mahkumların tuz , şeker gibi malzemeleri lavaboya dökülmekte ve eşyalar dağıtılarak yerlere atılmaktadır.

24- Halen öğrenci bulunan ve üniversite sınavına hazırlanan tutuklu ve hükümlülere, gerekli kılavuzluk ve pedagojik hizmetler yapılmamaktadır. Bu yöndeki hakları dilekçe bürokrasisi ile eritilmekte, tutuklu ve mahkum öğrencilerin sınıfta kalmalarına ve yeniden harç ödemelerine neden olunmaktadır.


CEZAEVİ İDARELERİ İLE GÖRÜŞMEMİZ

Bolu F tipi cezaevinde müdürün cezaevinde bulunmadığı bildirilmiş, başkaca yetkili bir idareci ile de görüşme imkanı elde edilememiştir.

Kocaeli F tipi cezaevinde ise, müdürün uzun sürecek bir toplantıda bulunduğu bildirilmiştir. Bu nedenle kendisi ile görüşmek mümkün olamamıştır. Ancak bu arada nöbetçi müdür olduğunu beyan eden Abdülkerim Aslan ile görüşülmüştür. Nöbetçi müdür, kendisine bildirilen sorunları genel olarak; tutukluların cezaevine yeni ve çok kalabalık gelmiş olmalarına bağlamış, sorunların bir kısmının en kısa sürede, toplu alanlardan yararlanma gibi bir kısım sorunun da zaman içerisinde çözüleceğini bildirmiştir. Nöbetçi müdüre dernek olarak, gelişmelerin takipçisi olacağımız ve edindiğimiz bilgileri kamuoyuyla paylaşarak, sorunların çözümü için gayret sarf edeceğimiz beyan edilmiştir.

AVUKAT ZİYARETÇİLERİN DURUMU

Kocaeli ve bolu F tipi cezaevlerinde avukatlar, özel güvenlik kartı ve parmak izi alınarak ve defalarca x-ray cihazından geçerek içeri alınmaktadır. Ne var ki, Bolu F tipi cezaevinde avukatlar, özel arama odasında el ile de aranmaktadır. Bizim dışımızdaki avukatların da arandığını öğrenmiş bulunmaktayız. Bizim üstümüzü aramak isteyen gardiyana, yapılacak muamelenin Avukatlık Yasası’na aykırı olduğu, kanun önünde hesabını veremeyecekleri bildirilmesine karşın, duvarda fotokopisi asılı surette bulunan Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk imzalı 14.01.2000 tarih ve KS:4 V.R.1.E.2.3/18 sayılı genelgenin 6.maddesi gerekçe gösterilerek cebriyen el ile arama yapılmıştır.

DEĞERLENDİRMEMİZ

1- Görüştüğümüz tutuklulardan birisi , “Burası mimari açıdan iyi sayılabilir ancak, insanlık açısından çok kötü” şeklinde beyanda bulunmuş idi. Gerçekten F tipi cezaevlerinin iç yapısını görmüş değiliz. Ancak görüştüğümüz tutukluların mimari yapıdan daha çok insani durumdan şikayet etmesinden anlaşıldığı üzere, sorunun ana kaynağı tutukluların dış dünya dışında , cezaevi içinde de yalıtılmasıdır. Cezaevi elbette, mahkumun dış dünyadan yalıtımı amaçlı bir yerdir. Ancak bu yalıtım, kabul edilebilir noktayı aşarak, tutuklu ve hükümlüyü, cezaevi içi yalıtıma tabi tutarak insanlık durumundan çıkaran, ruhsal sorunlu durumuna getirmeyi amaçlamamalıdır. Cezaevinin asıl maksadının ıslah olduğu hatırlandığında uygulamanın yanlışlığı daha net anlaşılacaktır.

2- Yukarıda anlatılan uygulamaların her iki cezaevinde de şikayet konusu yapılması da dikkate alındığında, idarenin cezaevlerinde kaybettiğini düşündüğü hakimiyeti yeniden tesis etme, devlet otoritesini ve gücünü ispat etme adına tutuklu ve mahkumlara şiddet ve sindirme politikası uygulamakta olduğu ve görevlilerin de amerikan filmlerindeki meslektaş tipine özenti duydukları kanaatini uyandırmaktadır.
Cezaevlerinde bulunma cezanın bizzat kendisidir. Cezaevi idaresinin mahkemelerin tayin ettiği ceza yanında, çırılçıplak soyma, saç ve sakalı hepten kesme, karga tulumba vaziyette yürütme, her tür yalıtma gibi yan cezalar tayin etme hak ve görevleri bulunmamaktadır. Böyle bir politikanın hukuka ve temel insan haklarına aykırı olduğunda şüphe yoktur. Temel insan hakları ihlali halinde ise, hiçbir gerekçenin dinlenme kabiliyeti olamaz.
Temel insan hakları ve cezaevinin bir ıslah amacı taşıyan bir infaz kurumu olduğu dikkate alınarak; Başta uygulanan cezaevi içi yalıtım uygulamasına son verilmeli, mahkumlar için yapıldığı ileri sürülen sosyal mekanlardan uzun süreli yararlanma imkanı tanınmalıdır. Bu imkanların, gazeteci ziyaretleri ile sınırlı olmaması temel amaç olmalıdır.

Sosyal mekanlardan yararlanma ve cezaevindeki diğer mahkumlarla görüşme şekil ve şartlarında, başta barolar ve insan hakları kuruluşları olmak üzere sivil toplum kuruluşları ile işbirliği yapılmalıdır.

3- Cezaevlerinin esas amacı olan dış yalıtımda da, makul sınırlar aşılmamalı, özellikle aileler görüşünde, gün ve saat ayarlamasında özel durumlar dikkate alınmalı, ayarlanan ziyaret sürelerinden tam istifade imkanı sağlanmalıdır. Televizyon ve radyolarda uygulanan sınırlamalara son verilmeli, kütüphaneler zenginleştirilmelidir. Bu cümleden olmak üzere, ileride özgür kalarak toplum içinde yer edinmeye çalışacakları da dikkate alınarak öğrenci mahkumların , öğrenim hakkını etkin bir şekilde kullanmaları sağlanmalıdır.

4- Yazışmalarda azami gayret sarf edilerek iletilerin yerine ulaşması sağlanmalıdır. Yine sınırlı kişilerle ve kısa süreli de olsa telefonla görüşme olanakları yaratılmalıdır.

5- Cezaevi kantinleri ticari işletme mantığı ile çalıştırılmamalı, mahkumların özellikle demirbaş eşyada daha elverişli şartlarda dışarıdan da alış-veriş imkanı sağlanmalı ve mülkiyet hakkına saygı gösterilmelidir.

6- Psikologların tebliğ memuru görünümüne son verilerek, gerçekten idare ile mahkumlar arasında sağlıklı iletişimi de sağlayan, esas görevi mahkumların sağlıkları olan asli hüviyetine dönmesi sağlanmalıdır. Mahkumların beslenme ve diğer sağlık sorunlarında en ufak bir ihmal gösterilmemeli. Yeteri kadar , yemek, sağlıklı su temin edilmelidir.

7- Cezaevindeki kötü muamelelere ilişkin şikayetler, çok seri bir şekilde soruşturularak, adil yargılama yolu ile suç işleyen görevlilerin cezalandırılması sağlanmalıdır. Bu suretle görevlilerin hukuk sınırlarında kalması amaçlanmalıdır.

8- Avukatlı Yasası 58.maddesinin açık hükmü karşısında; Avukat ziyaretçilere yönelik elle arama rezaletine bir an önce son verilmelidir. Avukatlara, onca elektronik aramadan sonra, hala şüpheli olarak yaklaşmak doğru bir davranış değildir. Bu aramanın avukatları şüpheli kalmaktan kurtaracağı tezini kabul etmek ise, hiç mümkün değildir. Buna göre, şüpheden arınması için jandarma ve idarenin de, baro temsilcileri eli ile aranması mı teklif edilmektedir? Avukatlık yasası açıktır. Kimsenin yasalar üstünde bir yetki kullanması söz konusu olamaz. Bu itibarla şahsımıza yönelik uygulama, dava konusu edilecektir.



YAYIN BİLGİLERİKategori Adı Yurt İçi RaporlarTarih 2002-05-27
Şube ve Temsilcilerimiz
istanbul
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği - MAZLUMDER İSTANBUL ŞUBESİ
Adres: Molla Gürani Mh. Şehit Pilot Mahmut Nedim Sk. No: 5 Kat: 4 Fatih / İSTANBUL (Aksaray Metro Durağı B Kapısı Karşısı)
E-posta: mazlumder[a]gmail.com | Telefon: +90 (212) 526 2440 | Faks: +90 (212) 526 2438

Ziyaretçi Sayımız : 4643236